Kendimizi keşfetmenin faydaları

Bize, istidat ve kabiliyetlerimizi geliştirecek sınırsız meyiller, sonsuz emeller, sayısız fikirler (akıl, düşünce), hudutsuz gadap (itme, savunma) ve şehvet (çekim, her türlü zevk ve lezzet) gücü verilmiş.1 Yaratılışta, istidat, kabiliyet ve duygularımıza da herhangi bir sınır konmamış. Meselâ, beynimizde 10 milyar sinir hücresi bulunur. Bu, 2 üzeri 10 milyar bağlantı kurmak; düşünce, zekâ, akıl, hâfıza, karar verme ve muhakeme kapasitesini sonsuz olarak geliştirebilmek demektir. Sâir temel duygu ve kabiliyetlerimiz de böyledir.

Eğer kendimizi tanır, iç âlemimizi, olumlu/olumsuz duygularımızın gücünü keşfeder; kâinatta varolan ve tamamı rûh ve bedenimize yerleştirilen biyo-elektro/manyetik enerji boyutlarıyla birleştirip temerküz (odaklaştırma) mahâretini kazanır; “intisap sırrını” anlayıp sonsuz kudrete bağlanırsak; gücümüzü yükseltir, yönlendirir ve alây-ı illiyyîne (en yüksek seviyeye) çıkabiliriz.2

Meselâ, kalb ve beynin yaydığı düşünce dalgalarını (telepatik yolla) okuyabilir, alabilir ve gönderebiliriz. Kalb aynamızı parlatırsak; misâl âlemine girer ve doğru rüya kanalıyla istikbâldeki sırlara vakıf olabiliriz. Önsezimizle hâdiseler vuku bulmadan önce hissedebiliriz.

Maddeyi veya bedeni; irâdî olarak, rûh ve bedenin çekim/itme alanından çıkarıp; vasıtasız ve kısa sürede başka yere taşıyabiliriz (bast-ı zaman, bu’d-ı mekân/telekinezi). Rûhî seyahatle mânevî, gayb (metafizik) âlemlerde seyahat edebiliriz.

Fizyolojik savunma sistemini inancımızla güçlendirebilir; biyo-manyetik enerjimizle olumlu duygularla besleyip kendimizi ve başkalarını tedâvi edebiliriz. Zihin (telkin) gücüyle vücûdunuzun iki ayrı noktasında ısı farklılığı meydana getirebilirsiniz. Yılan, akreplerin sokmasını engeller, soktuklarında zehirlemelerini önleyebiliriz. Organ/uzuvlarımızın hareketlerini kontrol edebilir; kalb atışlarını yavaşlatabilir, hızlandırabiliriz.

Duygu ve düşüncelerimizle midemize mesajlar gönderip acıkmayı geciktirebiliriz. En az 40 gün yemek yemeden yaşayabilir; günlük gıda ihtiyacını bir dilim ekmek, üç-beş zeytinle karşılama melekesini kazanabiliriz.

Vücûdumuzun biyo-ritmik saatini ayarlayıp istediğimiz an; dakikası dakikasına uykudan uyanabiliriz. Düşünce, duâ ve sözlerimizle suyun kristallerini değiştirebilir; demiri bükebilir; yanmadan ateş üzerinde yürüyebiliriz.

Bir soru: Meselelerimizi kolayca halletmek; hayat şartlarına intibakı sağlamak; acı ve kaygılarımızı asgariye/minimuma indirip huzûrlu, mutlu olmak istemez miyiz? Öyle ise, kendimizi keşfetmeliyiz. Bu bize; rûh/duygu gücümüzü yerinde, zamanında, ölçüsünde ve meşrû çizgisinde kullanmayı öğretecektir. Bu da bizi mutlu edecektir.

Dipnotlar:
1- İşârâtü’l-İ’câz, s. 143.
2- Sözler, s. 281.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*