Kendimizi ve ehlimizi, ‘şer’rimizden korumak

Tamam, pozitif bir insan olalım da, insandaki negatif potansiyeli de gözardı etmeyelim. Hatta negatif potansiyel, daha çok tahrip edicidir.

İnsanın ‘şer’li bir yüzü potansiyel olarak her zaman vardır. Hatta bu yüz terbiye edilmezse, insan, kendi hayatına bile kastedebilmektedir.

 

Evet, insanlar hakkında güzel düşünelim; ama insanın tehlikeli yüzünü de unutmayalım. İnsanın olduğu her yerde, kaide, ‘hüsn-ü zan, adem-i itimat’tır.

‘Nefislerinize zulmetmeyiniz’ ikazı, içerideki nefs-i emmareye karşı sürekli tetikte olmayı ifade ediyor. Yani insan, kendi ‘şer’rinden, kendini, yakınlarını ve sair mahlûkatı korumalıdır.

İnsan bu; düşüşe de; yükselişe de kabiliyetli. Ama yakışan yükselmektir.

Kendi şerrinden kendini, eşini, çocuklarını ve dostlarını sakınan bir insan, nefsini terbiye etmiştir. Böyle bir insan basit meseleleri problem etmez. İşte ibretlik bir örnek: “Hazret-i Safiye, çok güzel yemek pişirirdi. Yine bir gün pişirdiği yemeği, Hz. Peygamber Aişe validemizin yanında iken ona gönderdi. Hz. Aişe, kadınlık refleksiyle (kıskanmakla) kabı aldığı gibi yere attı. Kap parçalandı. Hz. Peygamber hiçbir şey söylemeden parçaları topladı. Bir başka kap alarak Hz. Safiye’ye gönderdi.” Siret Ansiklopedisi, II/124

Nezaket timsali Hazret-i Peygamberin (asm) hoşgörü dersi, önce aile bireylerinde kendini göstermiştir. O, bir söz, bir davranış sergilemeden önce ne gibi tesirler uyandırabileceğini inceden inceye hesap etmiş, öyle sergilemiştir.

Oysa günümüzde, babanın çok hesap edilmemiş bir cümlesi, annenin beklenmedik yanlış bir tepkisi, bir dost ihaneti sebebiyle hayatına kasteden evlât, eş, arkadaş sayısı hiç de az değildir.

Bütün yıkımlar insanın ‘şer’li yüzünün ihmalidir. ‘Adem-i itimat’, yani kontrolsüz güven, çekilen sıkıntıların temelidir.

Cenâb-ı Hak, insanın bu şerli yüzünün ön plana çıkmaması için, ebeveynleri baskın bir duygu olan şefkatle donatmıştır. Ebeveyn olarak atılabilecek pek çok yanlış adımı, şefkat duygusu frenlemektedir. Ama insanın bu ‘şer’ li yüzü öyle yakıcıdır ki, o kutsî örtü olan şefkati bile yırtabilmekte ve yavrusuna her türlü maddî ve manevî zararı verebilmektedir.

Onun için şefkati olmayanın, büyüklüğü de olmaz. İnsan, ‘şer’ potansiyelini eğitmelidir. İnsana, önce insan olduğu için saygı duyulmalıdır.

Hak ve hukukunu gözeterek; kadınlık, erkeklik, çocukluk, ergenlik reflekslerini dikkate alarak, Peygamberimizin (asm) eşlerine, çocuklar(ına)a, gençlere yaklaşımlarını örnek alarak, insaflıca konuşmak ve nefsin kusur ve hataları karşısında, itiraf edip, özür ve af dilemek, insana yakışandır ve büyüklüktür.

İnsanın samimî, nezaketli ve hoşgörülü olması; kendi hatası durumunda da özür dileyip, af dilemesi, problemleri bir bir ortadan kaldıracaktır. Zaten böyle bir insan da affa müstehaktır. Şerre olan meyli kesen de, tövbe-istiğfardır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*