Kıbrıs! Kıbrıs!

Bir türkü mü, yoksa yasli gözlerde bir sivan mi? Birilerine göre belki de nostaljik bir slogan: Ya taksim ya ölüm! Ömrünü bu davaya feda etmis düne kadar baslar üstünde tuttugumuz kisi “hain” veya davasini duygularini tatminde harcayan bir “haris” olabilir mi? Demirel ile Denktas gibi siyaset bilgilerini çok sig ve basit yakistirmalarla haricî kuvvetlerin yardimiyla kenara itmek dogru mu? Hakîkaten Demirel ve Denktas statikocularin ve AB´den hoslanmayan bazi generallerin sözcüleri mi? Dogu Perinçek ve Devlet Bahçeli ile özdeslestirilecek kadar marjinallestiler mi?

Kemalist zihniyetin Kibris´ta bir çözüm istemedigi bir vaka. Kötünün emsal olmadigi da ayri bir vaka olsa gerek. Kibris´daki kazanim sürecinin yekûnünü bir negatif noktaya indirgemek ne kadar hakkperestlik olur ki. Kibris türküsü uzaktan uzaga kulagimiza çaliniyor. Zira aramizda tam altibin sayfalik anlayamadigimiz hukûkî ve idarî metinler var. Ömürlerini altinbin sayfalik çagin eserini mütaalaya ayiranlar bile; bu girift, dolambaçli, sasirtmaca ve tuzak dolu metne ihtiyatla yaklasiyorlar. Kanaatimce kemalistlerin disindaki herkes çözümden yana. Hükümetin durusu ve geçmisteki icraati tedirginlikleri doguruyor. Hükûmet burada da mütaharrik-i bizzat olmadigini ortaya koyuyor. Top Annan, Powell ve Verheugen üçgeninde gidip gelirken bizim futbolcularimiz yalniz gözle takip edebiliyorlar. Halbuki ilk körfez savasindaki sekreter Butros Gali´nin hikayesi, alev – alev yanan Irak ve harabeye dönen Bosna, Kibris meselesindeki tedirginlere hak veriyor. Barisin muhtevasini ne muhalifler ve ne de muvafiklar anlayamadiklarindan, teslimiyetçilerin disindakilerin hepsi tedirgin. Özal ile baslayan teslimiyetçi politiklarda kaybeden taraf hep Türkiye oldu. Körfezde bir koyup üç alamadik. Kibris´in AB´ye girisimiz için bir sart olmadigini tüm AB komiserleri söylemesine ragmen, biz Kibris´in çözümünü AB´nin girisi olarak sloganlastiran hükümetin tutumundan fevkalâde rahatsiziz. AB´ye adim atmak, cennetî sulh ve sekîneti mi getirecek? Gerçi bizi bu rizikolara iten de kemalizm. Millet dindariyla dinsiziyle bu diktatörlükten kaçiyor. Dikkatli, seffaf, izzetli ve kendi kilincinin yardimiyla mücadele verecek hükümete milletin hepsi destek olur. Detaylarda kaybedecegimiz bir Kibris´in altinda kalan ebediyyen silinir. Osmanli kaptani deryasindan genç Türkiye´ye miras kalan Akdenizdeki kollarimizin kesilmesine göz yummamak çözümsüzlügü istemek degildir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*