Kimse mesuliyetten kaçamaz!..

Hep söylüyor, anlatıyor ve yazıyoruz… Güzel sözlerle, güzel ve anlamlı cümlelerle dile getiriyoruz ki; nefis ve şeytanın desiselerine karşı şöyle yapalım böyle yapalım; iman, İslâmiyet ve Kur’ân adına kendimize çeki düzen vererek imanî, İslâmî, Kur’ânî hizmetlere sahip çıkalım, koşalım ve koşturalım…

Kendimizi dinlemeye, anlamaya ve yenilemeye mecbur olduğumuzu unutmamalıyız… Ben ne olacağım yerine biz ne olacağız söylemleriyle birlikte bunun haklı gerekçeleriyle hayata geçirilmesine çalışabilmeliyiz…

Birileri aydan gelip de bize Kader-i İlâhî’nin ihsan ve ikramıyla sunulmuş, altın kâselerle ikram edilmiş ve kudsî Nur hizmetini, Kur’ânî hizmetleri gerçekleştirmeyecek ve yapmayacaktır…

Ahlâkımızı ve faziletimizi iman ve Kur’ân hizmetleriyle taçlandırmakta bizi geri bırakan herşeyle yine kendimiz, bizler mücadele edebilmeliyiz. Bir dairenin, bir grubun, bir cemaatin mensubu olmak bizi aslî vazifelerimizi hakkıyla ve tam olarak öğrenmekten ve öğretmekten geri bırakmamalıdır…

Şu zamanda ve şu günlerde sıfatı “hizmet ehli” olan zevatın, “Senin sayende bir adamın hidayete gelmesi, senin için üzerine güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır.”  Hadis-i Şerif’ine mazhar olmuş, hadisin işaret ettiği manaları hak ederek, elde etmiş gibi davranmaları ve bu tarzda, bu yönde hareket etmeleri elem vericidir, üzücü ve de vahimdir.

Her türlü olumsuzluğu, eksikliği ve noksanlığı kendi üzerimize alarak “biz” kazanında yok ederek, gerçekten mesul ve suçlu olmamak için bütün varlığımızla, gücümüzle ve benliğimizle İslâm’ı, imanı temsil iddialarından vazgeçerek hizmetin gerçekten içinde olmalıyız ve omuzlarımızın üzerinde, beynimizde, zihnimizde hizmet-i imaniye ve Kur’âniyede bulunabilmenin mesuliyetini hissederek, hayata bunu fiilî olarak geçirebilmeliyiz.

Hizmette mesul olmamak ve mesuliyetlerden kurtulabilmenin yolu, en birinci yolu Kur’ân’ı okumaktan, Resulullah’ın (asm) sünnetine uymaktan, iman hizmetinin meyvedar Kur’ân tefsirlerini, özellikle bu zamanda Risale-i Nur tefsirlerini dikkatlice, anlayarak, sabırla kendimize okuyabilmeliyiz, okutabilmeliyiz. Ki hayatın içinde, hayatımızın devam noktasından, imanlı ve Kur’ânî bir hayatı yaşayabilmek ve uygulayabilmekte zayıf kalmayalım, güçlü ve iradeli olalım…

Mesul olmamak için, gerçek bir iman kuvvetiyle hareket edebilmek ve hizmette muvaffakiyet için yapabileceğimiz hiçbir hizmetten kaçmamalı ve bilâkis hizmetlere koşabilmeliyiz…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*