Kırım ve Ukrayna’ya dikkat…

Bugünü dün ile karıştıranlar, ihtilâl ve kaoslara maalesef yardım ediyorlar.

Dünün aktörlerini ve senaryolarını “dünün“ coğrafyasında aramanın bedeli o kadar acı oldu ki… Kafkasya’daki karmaşa ve silâhlanmaları Türkiye olarak – maalesef – desteklediğimizden bu bölgedeki masum kardeşlerimizin boşu boşuna ateşlere yanmasına bir nevi sebep olduk. Kafkasya’nın İmam Şamilli mücadelesini ve Demirperde öncesini, geleneksel düşüncenin tasallutuyla, Varşova Paktının dağılmasından sonraki zamanlarla karıştırdık. II. Avrupa’nın kontrolündeki medya’nın bu zihnî iğfalimize yardımcı olması, buradaki günahlarımızı affettirmez. Dinsiz Rusya’nın gidip, İslâmiyete dost ve Müslümanlara yardımcı “Yeni Rusya’nın” gelişini, efkâr-ı amme ancak Gürcistan’ın “renkli devriminden” sonra anlamaya başladı. Azarbeycan, Gürcistan, Kırgızistan, Ukrayna, Slovakya ve Sırbistan’ı “dinsizler” Yeni Liberallerle vurmuşlardı: Kaos, ahlâksızlık, rüşvet, insanî ve dinî değerleri itibarsızlaştırma ile eski bolşevizmi renkli bir formatta sonmuşlardı… Eski ile yeniyi karıştıran dünya efkâr-ı ammesini hipnoz etmişti George Soros ve yandaşları…

TURUNCUCULAR MUTLAKA DEŞİFRE EDİLMELİDİRLER…

Renkli Devrimin paraları Kırım’dan Bratislava’ya ve Bükreş’e kadar yeni bir yangın çıkarmak için harcanıyorl: Hedge Fonlar, Rothschild’ler, Soros’lar ve diğer bazı banka ve fonları idare edenler; Kerry, Merkel ve Rasmussen’in gizli destekleriyle dünyayı yeni bir felâkete sürüklemeye çalışıyorlar. İngiliz Dışişleri Bakanı ile Almanya Savunma Bakanının da bu yangındaki rollerinin azımsanmayacak düzeyde olduğunu düşünüyoruz.

Gürcistan, Kırgızistan ve Ukrayna’yı kaybeden “turuncucuların”, Avrupa Enerji Koridoru gibi temelsiz bir meseleyi bahane ederek yeniden sahneye çıkışları, kontrol edilemeyen sermayenin yeni bir başarısından başka birşey olmamıştır. Saakavişli ve Yuşçenko’yu ilgili halkların başına getirenlerin; buradaki düzen, refah ve insaniyete zerre kadar katkıda bulunmamaları, söz konusu adamlarının “madara” olmasını netice vermişti. Halkın nazarında neredeyse suçlu konuma gelmiş siyasetçilerin tekrar “para” ile sahneye çıkarılması, Ukrayna ve Gürcistan halklarına hakaretten başka birşey değildi. Fakat komünizmin yerle bir ettiği “insanî değerler” ülkesi Ukrayna’da, devrimci sermaye maalesef hareket imkânı bulabiliyor. İhtilalci, yolsuzluktan mahkûm ve insanî değerlerle savaşan siyasetçilere bazı AB kurmaylarınca “yeşil ışık” yakılması, Neoliberallerin AB içinde de etkin olduklarını gösteriyor gibi.

KIRIM’A GELİNCE….

Dünkü Kırım, bugünkü Kırım… Müslümanların buradaki oranı yüzde onbeş onaltı… Kahir ekseriyet Rus… Turuncu Devrim’in ajanları buradaki Müslümanlar üzerinde çoktandır çalışıyorlardı. Tarihî düşmanlıkları, Ukrayna ile ilgili boş vaadler ve bilhassa insanları cezbeden sıcak para, buradaki Müslüman Tatarların durumunu kötüleştirebilir. Birkaç çatışmanın dünden kalan karşılıklı “önyargıların” da katkısıyla büyük alevlere dönüşeceğini söyleyen Mustafa Cemiloğlu elbette haklıdır.

Rusya’nın İslâmla müttefik tepe siyasetinin Sivastopol sokaklarına yansıması zaman  alacağından, Türkiye’miz başta olmak üzere İslâm ülkeleri buralarda mutlaka tedbir almalıdır. Demokrasinin  kolay birşey olmadığını bilenler; halkları “ortak insanî değerlerde” buluşturup, dinsiz turuncu devrimcilerin beklentilerini boşa çıkarmalıdır. Fukaralığın, global biçimde “neoliberallerce” istismar edildiği dehşetli bir dönemi yaşayan bu bölgeye; I. Avrupa kadar İslâm dünyasının da yardımcı olması gerekiyor. Komünizmin insanî ve semavî din değerlerini tahrip ettiği eski “Doğu Bloku” ülkelerindeki demokratik yürüyüşün arz ettiğimiz şartlara bağlı olduğunu herkesin bilmesi lazım.

ELHASIL: Doğu Avrupa’daki bütün kargaşa, kaos ve insanî bozulmalardan, dinsiz ve sefih II. Avrupa’nın sorumlu olduğunu tekrar vurgulamakta fayda görüyoruz. AB adına II. Avrupa’nın bu coğrafyadaki tüm teşebbüslerinin “parçalanma, bölünme, fukaralık, zülüm ve insanî düşüşlerle” neticelendiğini gören AB´deki dikkatli araştırmacılar, şimdiden faturayı Angela Merkel, Von der Leyen ve Rasmussen gibi kuzeyli din karşıtı siyasetçilere kesmeye başladılar. Kiev yangını ile Kırım olayı, neocon ve neoliberallerin en son tahripleri olarak tarihe kaydediliyor. Burada henüz “mahkeme-i kübraya’ intikal etmemiş Kissinger ile Almanya’nın eski dışişleri bakanı Westerwelle´yi de unutmamak lâzım. 11 Eylülcülerin piri Kissinger’in müptedî yoldaşları da, üstlerine düşeni büyük bir gayretle yapıyorlar.

Hem AB’deki I. Avrupalıların, hem Türkiye’nin ve hem de İslâm âleminin şu global hadiseleri yanlış okumaları ve bundan dolayı II. Avrupa nın çıkardığı yangınların genişlemesinin en önemli sebebi; “ahirzaman atlasını” okuyamamalarıdır… Yani asrın sahibi Bedîüzzaman’dan “Ahirzamandaki dinsiz cereyanların mahiyetini öğrenmemeleridir… Burada da mesele “cehalete” bağlanıyor. İsevî Avrupa’ya bu hayatî bilgileri ders vermesi gereken kadrolar “paralel yapı” şarkısıyla yatıp kalkmaya devam ederken, yeni yeni yangınların mahallemizi tehdit ettiğini belirtmiş olalım…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*