Kırşehir’den Fatsa’ya nurlu yolculuk

“İlim yitik malınızdır, nerede bulursanız alın!” Yorumlarla zamanımıza kadar ulaşmış bir hadis. Bir yorumu da sosyal bilgiler dersiyle tekrarlanır: “Batının tekniğini alıp, kültürünü almayacağız.” Mesele tekniğin bizatihî bir moral değeri temsil edip etmediği. Said Nursî’nin lise talebelerine “Muallimleri değil, fenleri dinleyiniz” dediği malûm…

Okuma programlarına katılan gençleri, savaş sonrasında her türlü psikolojik baskının sürdürüldüğü bir hengâmda, yabancı icadıdır diye tramvaya binmeyen halka benzetiyorum. “Yakında biz bunlardan iyisini yapacağız” umudunu taşıyorlar çünkü. Böyle bir eğitim ve melal içinde, düşünen kafaların “itaatsizlik ihtiyacı”; bahar-güz demeden düzenlenen Risale Okuma Programlarıyla karşılanıyor.

Evet, ‘bu budur’ dayatmalarına mukabil bir ‘boyun eğmeme’ olarak da düşünülebilir bu programlar. Tek rengin gösterilmesine karşı bir eylem. Menfî çağrışımlar uyandırsa da kullanılan kelimeler, müsbet hareketin bir vechesinin bu olduğunu düşünüyorum. “Sizin medeniyetiniz size, benim medeniyetim bana” diyebilenlerin bir post modern ‘cihad’ıdır bu. Belki bin yıl sürmeyecek bizim programlarımız, olsun. Bir haftada bin yılın icraatına ulaşabiliriz biz. “Şu adada [Akdamar’ı kastederek] elli talebe yetiştirsem, onlarla birlikte dünyayı fethederim” demiyor mu Said Nursî?

Bu yıl 24 Ağustos – 1 Eylül arası Kırşehir’in düşünen ve ‘bu budur’ sultasına karşı bulunduğu yerde alınmak üzere ilme odaklanmış zihinleri olarak Ordu’nun Fatsa ilçesinde düzenlediğimiz Risale-i Nur okuma programında da bu idealler uğruna çalıştık.

Gerek değerli “Akıl Misafirimiz” Ahmet Battal Hocamızın, aklımızdaki soğuk bilim adamı imajını kırıp bizimle birlikte olması, gerek denizi görüp, ama girememenin hüznünü yaşarken Ali Naci Ağabeyin bizi denizin tadına vardırması ve gerek Barış Ağabeyin “Burada ırmaklar yolları, yollar ırmakları takip eder” diyerek Trabzon’u gezdirmesi döndüğümüzde burukluğumuzu ve sonraki programı beklemenin heyecanını daha da arttırdı.

Zamanın soğutucu etkisine rağmen bizi akıl etmeye sevk eden Yeni Asya camiasına ve Kırşehir’den programa katılanlara (Samet K., Mehmet S., Ahmet Faruk D., Ömer K., Arif Semih S., Ferdi B., Ahmet Çelebi K., Mehmet K., Muhammed Furkan D., Abdullah A.) teşekkür ediyorum.

PROGRAMA KATILAN GENÇLERDEN YORUMLAR:

Mehmet KARAHAN: Program çok istifadeli oldu. Hayatım boyunca unutamayacağım bir hafta geçirdim. Yayında ve yapımda emeği geçenlerden Allah razı olsun.

Abdullah AZİLİ: Ailemden uzak, ama Risalelere yakın ilk programımdı. İlk defa deniz görmenin heyecanı vardı üzerimde. Ortam çok güzeldi. Uhuvvet güneşiyle ısındık. Fatsalı ağabeylere teşekkür ederim.

M. Furkan DURU: Program bence çok güzeldi. Yer olsun, kardeşlik olsun gayet iyiydi. Ben de elhamdülillah tesbihatı ezberlerdim. Ne mutlu bana!

Ahmet KARAHAN: Program gerçekten beklediğimden çok faydalıydı. Kaldığımız dershane çok güzeldi. Abiler muazzamdı. Fatsa nurluydu. Allah bizi bu programlarda istihdam eylesin. Amin.

Ferdi BİÇER: Tefekkür zirvelerinde gezindiğimiz bir hafta boyunca Risaleleri daha iyi anlamaya çalıştım. Umarım hayatıma Risale-i Nur’la yeni yeni manalar kazandırabilirim. Bu program bana bu yolda büyük mesafeler kazandırdı.

A. Faruk DURU: Yapmış olduğumuz program hem okuma verimi hem de gezi anlamında bugüne kadar yaptığım en faydalı programdı. Emeklerinize sağlık.

Samet KARAHAN: Okudum, okudum, okudukça derin nefesler almaya ve dirilmeye başladım. Ruhum ve kalbim huzura kavuştu. Gözlerim dünyayı hakikatleriyle görmeye, kulaklarım hakikat seslerini işitmeye başladı.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*