Kıskançlık, nereye kadar?

Çağın en kötü hastalıklarından birisi de kıskançlıktır. Doç. Dr. Rıdvan Üney, kıskanç insanlar konusunda çok önemli uyarılarda bulunmaktadır.

Şöyle demektedir:
’’Bir kimse bir üstünlük gösterdiğinde veya sevilen birisinin, başkasıyla ilgilendiği kanaatine varıldığında takınılan olumsuz tutuma kıskançlık denir.”

Günümüzde bu mevzu, çiftler arasında en büyük problem olarak yer almaktadır. Hatta bazen sonuçları şiddete, cinayete kadar varabilmektedir. Kıskançlığın nereye kadar normal, nereden sonra sorunlu bir durum olduğunu anlamak gerekir. Kıskançlık diğer bir tabirle hasetlik, İslâmiyet’in kesinlikle haram kıldığı bir günahtır. Haset eden, önce kendini yakar. Hasetlik doğuştan gelen bir davranış şekli değildir. Hayatımızın başlamasıyla bir şeyleri paylaşmaya başlarız. Gördüğümüz ilginin eksildiğini fark ettiğimiz zaman kıskançlığımız başlar. Kıskançlık duygusu 2-3 yaşlarında gelişmeye başlar. Hayatın ilk yıllarındaki kıskançlık, daha çok sevginin paylaşılması sebebiyle olur. Babayı anne ile paylaşmak, anneyi babayla paylaşmak ilk kıskançlıktır. Sonrasında kardeş dünyaya gelir bu kez kardeşle anne ya da babanın sevgisini paylaşmak kıskançlık duygularını başlatır. Hatta kardeş kıskançlığı ömür boyu sürebilmektedir. Ergenlikle başlayan ve yaşlılığa kadar uzanan süreçte, eş veya arkadaş kıskanılmaya devam eder.

Kıskançlık, karşı cinsle ilişkilerde tabiî karşılanan bir durumdur. Hiç kıskanmamak nadiren olabilir. Kıskançlığın nereye kadar normal karşılanması gerektiği, her zaman tartışılmıştır. Kadında da erkekde de aşırı kıskançlık hali, hayatı yaşanmaz kılar. Bunu bir davranış bozukluğu olarak değerlendirebiliriz. Kıskançlıktan dolayı kadın erkek arasında kavgalar ve tartışmalar meydana gelir. Fizikî ve sözlü şiddet meydana gelebilir. Neredeyse her şeyi delil saymaya başlar. Anormal kıskançlık, krizleri aile arasındaki ilişkilerin sonlanmasına sebep olabilir. Ayrıca bütün sosyal ilişkilerimiz bozulur. Diğer insanlarla görüşmemize set çekilebilir.

Kıskançlık aşırı şüpheci tutumları insanlar arasında aşırı şüpheci tutumları oluşturabilir. Kıskançlık toplumları berbat eden sarî bir hastalıktır. Kıskançlık sosyal münasebetleri bozduğundan insanlar arasındaki huzuru ve mutluluğu sarsar. Düşmanımıza hasetlikle ceza vermekten, nefsimizi yüksek tutmalı. Huzur istiyorsak, Allah’ın emirlerine uyup kıskançlık vebasından kurtulmalıyız. Aşırı şüpheci tutumları oluşturan, kıskançlık girdabından çabucak çıkmalıyız.

Cahit Özpınar

 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*