Kız kardeşlik bilinci üzerine…

İLÂHÎ DONANIMLAR

Duyguların ifade edilmesi ve paylaşımı noktasında kadınların erkeklerden daha başarılı olduğu, bilimin de tesbit ettiği bir gerçek. Geçtiğimiz yıllarda yapılan araştırmada biri kadınlardan, diğeri erkeklerden oluşan iki denek grubuna onlarca fotoğraf gösteren bilim adamlarının “Sizce bunlardan kaç tanesi üzgün?” sorusunu yönelttiğini okumuştum.

Erkekler sadece ağlayanların üzgün olduğunu ifade etmişlerdi. Kadınlarsa yüz ifadelerinden de yola çıkarak gerçek sayıya çok yakın bir tahminde bulunmuşlardı.

Duygularını ifade etme ve paylaşma noktasında, kadınların erkeklerden çok daha başarılı olduğu gerçeğini, küçücük kız çocuklarında bile müşahede etmek mümkün. Zaten kız bebeklerin daha anne rahminde iken ileride konuşmada kullanacağı çene kaslarını erkek bebeklerden fazla hareket ettirdiği ilmî bir hakikat…

Uzun lâfın kısası; kızların ve erkeklerin İlâhî donanımları farklı. Bir elmanın iki yarısı gibi, birbirlerini tamamlayacak tarzda duygularla, lâtifelerle, kabiliyetlerle donatılıp dünyaya öyle gönderilmişler.

GÜÇLÜ ZAYIFLAR

Tezat bir başlık gibi görünse de doğru. Erkeğe nazaran daha zayıf yapıda olan kadınlar güçlü olmanın yolunu bulmuşlar: Ekip hâlinde hareket etmek…

Kadınların birlikte hareket etme ve ekip kurma noktasında yapılarından gelen bir yatkınlık olduğu Risâle-i Nur’un satırları arasında ifade edilmekte. Bediüzzaman Hazretleri bunu “Zayıfların cemiyeti ve şahs-ı mânevîsi kavî olur” formülü ile açıklar. Bu formülü hayvanlar âleminde yaptığı tefekkürlerle destekler. Aynı hakikatin insanlar âleminde de geçerli olduğunu anlatır. Avrupadaki, cins-i lâtiflerin Hürriyet-i Nisvan Cemiyetini komiteler içinde en şiddetli ve tesirlisi olarak delil gösterir.

“Aslanlar güçlerine güvendikleri için tek yaşarlar, ittifaka ihtiyaç duymazlar. Tilkiler ve yabanî keçilerse kurt saldırılarından korunmak için sürüler hâlinde yaşarlar.” (Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, 20. Lem’a, s. 381, Yeni Asya Neşriyat, Eylül 2005)

KIZ KARDEŞLER MUTLU EDER

ABD’de yapılan bir araştırma kız kardeşleri olan ergenlerin “Çok mutsuzum, üzgünüm, depresyondayım” ya da “Kimse beni sevmiyor” gibi duygulara daha az kapıldıklarını gösteriyor. Araştırma neticeleri “Bir kız kardeşe sahip olmak sizi daha mutlu yapar” başlığı ile bir makalede yayınlanmış.

Bu konuda yapılan diğer çalışmaların da benzer sonuçlarla neticelendiğini okuyoruz. Meselâ İngiltere’de psikiyatrların yaptığı araştırma, en az bir kız kardeşle büyüyen gençlerin daha mutlu ve daha iyimser olduklarını gösteriyor. Yaşlı yetişkinler arasında da aynı neticeler söz konusu.

Erkek kardeşler ise duyguların ifade edilmesi ve paylaşımı noktasında daha tedirgin ve ketumlar. (The New York Times- Sabah, Bilim ve Teknoloji, 7 Kasım 2010)

İlginç değil mi?

Bunun sebebini Bediüzzaman Hazretlerinin yukarıdaki tesbiti sizce de çok güzel ifade etmiyor mu?

ŞEFKATLİ VE NEZİH BİR YAKLAŞIM: HEMŞİRELERİM!

Bediüzzaman Hazretlerinin “Bu zamanda hanımlar gençlerden daha ziyade bir rehbere muhtaçtır” ihtarıyla kaleme aldığı Hanımlar Rehberi’nde kullandığı hitap şekli “Hemşirelerim!” yani “kız kardeşlerim!” ifadesidir.

“Aziz hemşirelerim, ahiret hemşirelerim…” ifadelerini sıklıkla kullanır.

Sadece bu yaklaşım bile âlemlere rahmet olarak gönderilen Kur’ân-ı Kerim’in, Peygamberimizin (asm) kadına bakış açısını da tek kelime ile anlatır: Şefkatli ve nezihtir.

Günümüzün Cahiliye döneminden farklı olmayan kadına bakış açısında “Hemşîrelerim!” hitabı gönülleri okşar ve fetheder.

Yaradılış gayesinden uzaklaşmış, kadını mal olarak gören bir cahiliye toplumunu ıslâh etme ve yeniden yapılandırma noktasında Kur’ân ve Sünnetten kaynağını almış “kızkardeşlik bilinci”ne ihtiyaç vardır.

Kız çocuklarını diri diri toprağa gömen vahşî bir toplumun, karıncaya bilerek zarar vermeyen bir hâle geldiği Asr-ı Saadet buna en güzel örnek değil midir?

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*