Konfüçyüs ve Yeni Asya

alt

Bazılarınızın, “Ahmet Battal yine garip bir başlık atmış” dediğini duyar gibiyiz.

Olsun, okuyunuz bakalım garip mi?
Konfüçyüs’e atfedilen meşhur bir vecize var:

“Küçük insanlar insanları, vasat insanlar olayları konuşur, büyük insanlar ise fikir ve idealleri tartışır” demiş ya, Konfüçyüs.

Yani her halde şunu söylemek istiyor:

İlke ya da olgu ve hatta olay tartışması yapmaksızın sadece kişilerin sıfatlarını konuşanlar küçük insanlardır. Zira bunlar çoğu zaman aleyhte konuşurlar ve gıybet etmekle aslında kendileri de mühim bir hata yapmaktadırlar.

Kişilerin sıfatları hakkında yorum yapmayan, ama kişilerin fiilleri hakkında merak içinde olan, yani bütün haberlerden “olay tartışması yapacak ölçüde” haberdar olmaya çalışan kişiler vasat insanlardır. Bunlar olaylardan ilkesel dersler çıkarmaya hazır ve yatkın değillerdir. Dolayısıyla bilgilerinin çoğu hüküm kurmaya elverişli olmayan faydasız bilgi nevindendir.

Oysa kişi ya da olay tartışması yapmaksızın sadece fikir ve idealleri tartışan büyük insanlar –ki onlara dâvâ adamı da deniyor- hayattan dersini tam alan kişilerdir. Bunlar bilgeliğe en yakın ve yatkın şanslı azınlıktır.

Gelelim ilişkiye…

Yeni Asya okuyucuları kişilerin dedikodularını yapar mı?

Sanmıyoruz. Hele kıdemli okuyucu haline geldiğinde nefis terbiyesi de önemli ölçüde tamamlanmış olacağından artık bu alışkanlığını da teşhis etmeye başlamış demektir ve çabucak bırakır.

Yeni Asya okuyucuları olayları didik didik eder mi?

Bunu da sanmıyoruz. Meselâ bir Yeni Asya okuyucusunun bir akşam vakti televizyonun karşısına kurulup kanal kanal gezip aynı haberleri farklı kanallardan yeniden ve tekraren dinlemeye tahammülü olmaz. Onun yerine kendi hususî faaliyet alanı neyse onunla meşgul olur. Zaten tekrar edeceği mukaddesatı vardır. Haber lâkırdılarına ise vakti ve gönlü olmaz.

Yeni Asya okuyucuları ilke ve fikir tartışması yapar mı?

Evet işte bunu hakkıyla ve tam yapar. Hatta okuyucuların bunu yapmaları için diplomalı olması gerekmez. İyi bir okuyucu olan kişi, okumanın bir yerinden itibaren artık “diplomalı okuyucu” sayılır.

İşte bu yüzden Yeni Asya, bir kişi veya olay gazetesi değil, bir fikir gazetesidir. Kişiler hakkında gıybet yapmaz, yaptırmaz, olayların detaylarını lüzumsuz tekrar ettirmez.

Yani kişileri putlaştırmaya ya da ayaklar altında çürütmeye de kapı açmaz, olayları ezberletmeye de izin vermez.

İşte bu sayede Yeni Asya’nın okuyucuları da bir yıl düzenli okumakla diplomalı okuyucu haline gelmiş olabilir.

Bunlara dayanarak, Konfüçyüs’ün yukarıdaki veciz sözüne müsaadenizle bendeniz de bu zamana tam tedavi olacak olan bir cümle ilave etmek isterim.

Büyük insanlar ilkeleri konuşur demiş ya. Doğru. Ama, ilkesiz insanlar ilke tartışması yaparken konu mankeni durumunda olan kişilere ya da olaylara takılıp kalır. Oysa bir ilke tartışmasında kişiler veya olaylar ancak örnek kabilinden zikredilmiştir.

İşte bunu anlayamayan kişilerin okuyuculuğu hiçbir gazete için sahih bir okuyuculuk sayılmaz.

Okuyucularımızla sohbet eden bir yazar olarak aldığımız ilk intiba şudur: Yeni Asya okuyucusu bu gazeteyi kişileri ya da olayları okumak (konuşmak) için değil ilkeleri okumak ve karşılaşacağı kişileri veya olayları da bu ilkeler yardımıyla çözmek ve halletmek için alıp okuyor.

Bu yüzden de okuyucu, Yeni Asya’yı üç gün sonra da okusa faydalanıyor.

Bu tür okuyucu aynı zamanda yazarları hizaya çekme veya hizada tutma fonksiyonu da görüyor.

Özetle, iyi ki varsınız. Konfüçyüs’e şapka çıkarttırırsınız!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*