Kudüs’ün fetih ruhuna uymadıkça!

Kudüs’ün mukaddesliği ilk kıble olması, Peygamberimizin (asm), Mescid-i Harâm’dan çevresi mübarek kılınan Mescid-i Aksâ’ya gece götürülmesi, İsrâ ve ardından Mi’rac mu’cizelerinin o güzergâhta gerçekleşmesindendir.

Kuzey Suriye’yi fetheden Hz. Ebu Ubeyde’nin (ra) Kudüs’e doğru yöneldiğini duyan Hıristiyanlar barış istediler ve şehri bizzat Hz. Ömer’in (ra) gelip almasını şart koştular.

İstişare neticesinde şehri teslim almaya giden Halife, son derece mütevazidir; yol arkadaşı ile bineğini de- ğiştirerek kâh atlı, kâh yaya gider. Kudüs’e yaklaşınca kendisine verilen yeni elbiseleri de giymez, yayadır ve şöyle der: “Cenâb-ı Allah’ın bize ihsan ettiği nam ve şöhret İslâm’a aittir. Kendi şahsımız için ise bu sadelik yeter!”

Şehri, gayr-i müslimlere bütün hak ve hürriyetleri tanıyarak şehri teslim alır. “Namazınızı Kilise’de kılabilirsiniz!” teklifine, “Eğer orada kılarsam ileride onu mescide çevirebilirler!” diyerek kabul etmez…

Cuma hutbesi irad eden Selâhaddin-i Eyyubi’ye bir gencin şöyle bağırdığı anlatılır: “Kudüs’e cihadı emret, başka şeyleri ne anlatıp duruyorsun?”

Cevap vermeyen Selâhaddin Eyyübi, ertesi sabah namazına durmadan önce sorar: “Dün cihadı emretmemi isteyen genç burada mı?” Ses yok; çünkü genç gelmemiştir.

“Vallahi! Cuma namazına gelenler, sabah namazına gelmedikçe Kudüs’e cihadı emretmeyeceğim!..”

Ahirzaman Peygamberi (asm), “Müslümanlar, Yahudilerle harp etmedikçe kıyamet kopmayacak. Harp olacak ve Müslümanlar onları yenip öldürecekler. Öyle ki, Yahudiler ağaç ve taşların arkasına saklanacaklar, o ağaç ve taşlar konuşarak, “Ey Müslüman, ey Allah’ın kulu, arkamda bir Yahudi var, gel onu öldür,” diyecek. Sadece Garkad ağacı haber vermeyecek, çünkü bu ağaç, onların ağacıdır.”1 buyurur.

Gazeteciler, İsrail Devleti’nin o günkü başbakanı Şimon Perez’e “Kur’ân-ı Kerîm, sizin devletinizin yıkılacağından haber veriyor” diye hatırlattıklarında şu cevabı verir: “Kur’ân’ın bahsettiği Müslümanlar gelsin, düşünürüz.”2

İşte Kudüs’ü; “İman hem nurdur, hem kuvvettir. Hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir”3 gücüyle, fetih ruhuna uygun iman, ibadet, ahlâk, adalet, hürriyet/meşvereti benimseyerek yeniden gönülleri fethedersek kurtarabilir ve koruyabiliriz

Yoksa, “İsrail işgal devletidir, one minute!” “İslâm dünyasının sessizliği Trump’ı cesaretlendirdi” gibi söylemlerle geçiştirerek değil.

Dipnotlar:
1- Riyazü’s-Sâlihîn, Diyanet Yay. Ank-1970 3: 331.
2- Tercüman Gazetesi, Ergun Göze, 1986.
3- Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 284.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*