Kur’ân hazinesi

Kur’ân-ı Kerîm bütün kâinatı ilgilendiren, mahlûkatın ve mevcudatın varlık sebeplerini, mânâlarını, sırlarını, taşıdığı değerleri insanlığa izah edip bildiren, müjdeleyen İlâhî kelâmdır. Eşref-i mahlûkat olan insana iki cihan saadetini sunan, hakkı, hakikati, gerçekleri gösteren İslâmiyet güneşinin, insanlığa sunduğu mucize, mukaddes kitabıdır.

Cenab-ı Hak, sevgili Resulü (asm) vasıtası ile beşeriyete gönderdiği emirlerin, fermanların, ihsanların, lütuf ve müjdelerin sunulduğu ilim, hikmet, rahmet kitabıdır. Her bir harfinde binlerce mânâların, sevapların, sırların bulunduğu, yaşayan mucize vasfını taşıyan Kelâm-ı Kadim, bizleri bilen, tanıyan, yaratan ve seven Rabbimizden rızası yolundan ayrılmamamız için ikram, ihsan ve lütuf olarak göndermiştir.

Peygamberimiz (asm) ve Kur’ân- Kerîm, iki büyük tarif edici olarak Allah’ı ve O’nun eserleri olan kâinatı, mevcudatı, mahlûkatı bizlere ders veriyor. Varlıkların yaratılış sebeplerini, sırlarını, hikmetini ve taşıdığı değerleri mana-i harfiyle, yaratanı adına, O’nun eseri ve sanatı olarak görmemizi, anlamamızı, inanmamızı anlatıyor.

Bizler aciz, fakir, iradesi ve istidatı az, cirmi cismi küçük, muhtaç durumda, çaresizlikler içersinde iken bu ulvî hakikatler, bizleri en yüce mertebelere çıkarmış, en şerefli mahlûk yapmış, peygamberimize ümmet eylemiş, Rabbimize muhatap kılmış.

İman hakikatlerinin penceresinden hayata, olaylara ve varlıklara dikkatle baktığımızda Allah’ın her şeyi en güzel, hikmetli ve sanatlı olarak yarattığını görebiliriz. En küçük atomlardan, zerrelerden, hücrelerden yıldızlara, galaksilere kadar nizam, intizamla hareket ettiklerini, ölçülü, sanatlı ve aksatmadan vazifelerini yaptıklarını görüyoruz. Gücümüzün ve idrakimizin yetmediği bu faaliyetlerin en güzel bir şekilde idare edilmesi Allah’ın kudret ve azametinin tezahürleri, isimlerinin tecellilerini insanların şuur ve idrakine sunuyor.

Kur’ân-ı Kerîm’in asrımıza bakan tefsiri olan Risale-i Nurların insanlık için hangi manaları ifade ettiği; Ahirzamanın dehşetli, cazibedar sıkıntıları yaşayanlara ne gibi çareler sunduğunu, anlayabilmek için Üstadın müjdesini dinlemeliyiz: “Öyle de, şu hiç ender hiç olan kardeşinize, yalnız hizmet-i Kur’ân’a istihdamı hengâmında ve o hazine-i bînihayenin dellâlı olduğu bir vakitte, ism-i Rahîm ve ism-i Hakîm mazhariyetine medar bir vaziyet verilmiş. Bütün Sözler, o mazhariyetin cilveleridir.”1

Milyarlarca insanların yaşadığı dünya üzerinde Kur’ân’ın asrımıza bakan hakikatlerinden, ifade ettiği manalardan ve sırlardan nasibini alan bahtiyarlar olarak, içinde bulunduğumuz hazinelerin kıymetini ve ehemmiyetini bilip, Rabbimize sonsuz şükürler etmeliyiz. Kur’ân hazinesindeki manaları, müjdeleri, sırları ve kurtuluş reçetelerini devamlı mütalâa ederek; imana susamış, çağın dalalet dalgaları içersinde bunalmış insanlara da elimizi uzatarak aşkla, şevkle, heyecanla, sıdkla, sebatla ve sadakla son nefese kadar Kur’ân hizmetinin şerefli kervanında yola devam etmeliyiz.

Dipnot:
1. Mektubat, 4. Mektup.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*