Kur’an’ı da mı devlet tekeline alacaksınız?

Risale-i Nur’u devlet tekeline alacak madde, muhalefet partilerinin “metinden çıkarılsın” teklifini kabul etmeyen AKP’li vekillerin oylarıyla meclis genel kurulundan geçti.

Risaleler için yapıyorsunuz

MHP’li Yusuf Halaçoğlu: Bunu Said Nursî′nin risalelerinden dolayı yaptığınızı biliyorum. O zaman Kur’an-ı Kerimi de devlet olarak sadece siz mi basacaksınız? Başkalarının basmasına izin vermeyecek misiniz? Böyle şey olmaz.

Fikir haklarına ciddi bir saldırı

CHP’li Oktay Ekşi: Eğer e-maillerden anlaşılan doğruysa, tamamen keyfî bir şekilde,  ‘Said Nursî’nin eserlerinin Bakanlar Kurulu tarafından tekel altına alınmasını hedef aldık’ deniyor. Bu, fikir haklarına ciddî şekilde saldırı teşkil eder.

“Tahrifat Yapılamaz” deseydiniz…

HDP’li Adil Zozani: “Fikir ve sanat eserleri üzerinde hiçbir şekilde tahrifat yapılamaz” deseydiniz daha doğru bir iş yapmış olurdunuz. Bu, Kur′an′ı müsadere etmeye kadar götürür sizi. Bu kadar genişlikte bir düzenleme doğru değil.

OKTAY EKŞİ: FİKİR HAKLARINA SALDIRI

CHP adına konuşan İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi de, “Tamamen keyfî bir şekilde, Bakanlar Kurulunun bazı yayınlanmış eserlere el koyup tekel uygulamasını sonuçlandıracak ve fikir haklarına ciddî şekilde saldırı teşkil edecek nitelik taşıyor. Aslında, yürürlükte bulunan yasanın hükümleriyle ilgili uygulama devam etseydi şikâyete sebep olan hiçbir bir husus yoktu. Nereden çıktığı belli değil, niçin getirildiği belli değil, tamamen keyfî bir şekilde birilerinin, eğer e-maillerden anlaşıldığı doğruysa… Meselâ, ‘Said Nursî’nin eserlerinin Bakanlar Kurulu tarafından tekel altına alınmasını hedef aldık.’ deniyor. Bu, böyle mi bilmiyorum, ama ne olursa olsun fikir haklarına saldırı teşkil ettiği için önergemizin kabulünü istirham ediyorum” şeklinde konuştu.

ZOZANİ: ESERLERE EL KOYUYORSUNUZ

HDP Hakkâri Milletvekili Adil Zozani ise, “Sayın Hükûmet üyeleri, sayın iktidar partisi milletvekilleri; bu maddeye açık açık şunu yazsaydınız, deseydiniz ki: ‘Bediüzzaman Saidi Kürdi’ye ait eserlere el koyuyoruz. Devlet dışında hiç kimse bu eserlerin basımını ve yayımını gerçekleştiremez’ deseydiniz maksat hasıl olurdu, bu kadar kargaşaya gerek kalmazdı. Açık açık maksadınız bu, bu şekilde ifade etseydiniz. Bunu yerine -yani, bu da çözüm değil ama- bu şekilde koysaydınız en azından maksadınız açık açık ortaya çıkmış olurdu” şeklinde konuştu.

TAHRİFAT YAPILAMAZ DESEYDİNİZ YETERLİ OLURDU

Zozani konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunun yerine şöyle bir şey yapsanız daha hayırlı bir iş yapmış olmaz mıydınız: ‘Bu ülkenin değerleri, bu ülkenin kültürel altyapısına zemin hazırlayan kültürel değerleri, fikir ve sanat eserleri üzerinde hiçbir şekilde tahrifat yapılamaz.’ deseydiniz daha doğru bir iş yapmış olmaz mıydınız? Daha doğru bir iş yapmış olurdunuz… Konuyu da sadeleştirin, bu kadar genelleştirmeyin. Sayın Halaçoğlu’na bu noktada katıldığımı ifade etmek isterim. Evet, bu iş Kur’ân’ı müsadere etmeye kadar götürür sizi. Bu kadar açık bir başlık tutuyorsunuz, bu kadar genişlikte bir düzenleme yapıyorsunuz; bu, doğru değil.”

Kur’ân’ı da mı devlet tekeline alacaksınız?

Torba Kanun tasarısında yer alan ve Risale-i Nur’ları devlet tekeline alan madde Meclis Genel Kurulu’nda AKP’nin oylarıyla kabul edildi. CHP ve MHP maddenin tasarı metninden çıkarılmasını teklif etti, AKP kabul etmedi. Plan ve Bütçe Komisyonunda Torba Kanunu için önerge vererek bu maddeyi ilâve ettiren AKP’li vekillerin ne madde üzerinde ne de önergeler üzerinde konuşma yapmaması dikkat çekti.

HALAÇOĞLU: DÜNYADA EŞİ BENZERİ OLMAYAN MADDE

Madde üzerinde konuşan MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, 90’ıncı maddenin gerçekten dünyada eşi benzeri bulunmayan bir madde olduğunu belirterek, “Yani, dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde siyasal iktidarlara, fikir ve sanat eserleri üzerinde, hiçbir kamu yararı gözetilmeksizin, kayıtsız şartsız tasarrufta bulunarak eserleri müsadere etmek yetkisi veren bir başka kanun görülmemiştir, yoktur” diye konuştu.

Kamuya veya millî değerlere sahip eski bir eseri millî kütüphanelerde muhafaza edilebileceğini, yayınlama hakkının belli bir ücret karşılığı verebileceğini ancak, başkalarının yayınlamasını engelleyecek bir tavır takınamayacağını söyleyen Halaçoğlu şöyle konuştu:

“İkincisi, bu maddeye bakalım: ‘Bakanlar Kurulu kararı ile memleket kültürü için önemi haiz görülen eserler üzerinde haklar, hak sahiplerinin münasip bir bedel talep etme hakları saklı kalmak kaydıyla,…’ ‘Münasip’ kelimesini anlayamadım. ‘…eser sahibinin ölümünden sonra,…’ Nasıl bir telif ödeneceğiyle ilgili kanun var çünkü. ‘…koruma süresinin bitiminden önce, kamuya mal edilebilir.”

KUR’ÂN-I KERÎM’İ DE Mİ GASBEDECEKSİNİZ?

“Said Nursî’nin Risalelerinden dolayı yaptığınızı biliyorum” diye konuşmasını sürdüren Halaçoğlu, “Tamam kardeşim, Risaleler gibi, daha da önemli başka bir eser söyleyeceğim size, o zaman onu da gasbedin. Kur’ân-ı Kerîm’i alın. Hayır, ‘kamu yararına’ diyorsunuz. Yapmayın. Bakın, ben size eserden bahsediyorum, kitaptan bahsediyorum. Demek ki Kur’ân-ı Kerîm’i siz sadece devlet olarak mı basacaksınız, insanların basmasına izin vermeyecek misiniz? Yapmayın, yanlış yapıyorsunuz. Böyle bir şey olmaz” şeklinde konuştu.

BÖYLE SAÇMA ŞEY OLUR MU?

Konuşmasına, “Değerli arkadaşlar, benim bir eser yazdığımı düşünün. Benim eserimin kamuya mal edilmesi için devlet karar verecek; böyle saçma şey olur mu? Ben hayattayım, benim çocuklarım var, benim varislerim var; böyle bir saçmalık olabilir mi? Yani, Allah aşkına, ne yaptığınızı zannediyorsunuz ki?” sorularını sorarak devam eden Halaçoğlu, “Dünyanın hiçbir yerinde olmayacak bir kanun teklifi getiriyorsunuz. ‘Bu hususta karar verilebilmesi için eserin Türkiye’de veya Türkiye dışında Türk vatandaşları tarafından vücuda getirilmiş olması gerekir.’ O zaman, şimdi, İran’da vücuda getirilmiş millî kütüphanedeki bir eseri ne yapacaksınız? Ne kadar saçma bir şey getiriyorsunuz, farkında mısınız? Yani, Fransa’da, bizim, diyelim ki Osmanlı döneminde Balkanlarda yazılmış bir kitabı düşünün. Ne yapacaksınız bunu o zaman, bunun içerisine koymayacak mısınız? Diyelim ki bir Türk yazmadı, Osmanlı vatandaşı birisi yazdı. Böylesine saçma sapan bir şey olmaz. Diyelim ki ben aşiretlerle ilgili 6 cilt kitap yazdım. Kamuya da çok yararı görülüyor. Şimdi, benim kitabıma el mi koyacaksınız? Ya böyle saçma bir şeyi nereden buluyorsunuz? şeklinde konuştu.

YASAKLARLA BİR YERE VARAMAZSINIZ

Bu gibi şeylerin insanı yanlışlığa götüreceğini vurgulayan Yusuf Halaçoğlu, “Bunların engellenmesi veya birileri tarafından basılmak isteniyorsa bunların basımının önüne geçilmesi matbaanın yasaklanması gibi bir şeydir, yapmayın. Kültür değerlerimizi yaymanın en güzel yolu herkesin, isteyen herkesin denetimli bir biçimde basımına izin verilmesini sağlamaktır. Siz yasaklarla bir yere varamazsınız. Birileri yanlış yapıyorsa da bu yanlışı, bütün herkesi o yasağın içerisine dâhil ederek çözemezsiniz. Bundan dolayı bu maddenin, göreceksiniz önümüzdeki günlerde, çok yanlış olduğunu siz de tespit edeceksiniz” dedi.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*