Kurban ve Gazoz

Image

Bu yazı başlığını biraz yadırgayıp;

“- Kurban ile gazoz arasında ne alâka var?” diyenler, elbette çok olacaktır.

Ben de, onlarla ayni kanaatteyim:

“- Kurban ile gazoz arasında ne alâka var?”

Fakat; ben değil, başkaları bu alâkayı kurmağa çalıştıkları için, bu konu üzerinde durmalıyım.

 
Her Kurban Bayramı’nda görüyoruz; bu defa da göreceğiz:

Kurban Bayramında, Müslümanlar tarafından gazoz daha çok içilir.

Ramazan’da da öyle.

“- Niçin?” diye sorsanız;

“- Ramazan’da, iftarda yenilen çeşitli ve ağır yemekleri hazmedebilmek için.” derler.

Kurban Bayramı’nda da ayni; “- Kurban eti, gazozla (markasını da söylerler), gider..” derler.

 

                                                                        *

Kurban, Allah’a yaklaşmak için kesilir; et yemek veya başka bir şey için değil!

Kurban eti yerken, yanında gazoz içmek, Allah’a yaklaşabilmek ihtimalini acaba daha çok mu arttırıyor?

Zannetmiyorum.

Bana göre, o ihtimali azaltır.

Niçin mi?

Çünkü, (istisnası çok azdır) gazozlar, az da olsa, dışarıdan alkol ilavesiyle yapılır.

Bu, gazozların sır olmayan, “Türk Gıda Kodeksi”nden de belli, genel üretim metodudur.

Ancak İslâmî hassasiyeti olan gazoz üreticisi, alkol ilavesiyle gazoz imali yapmayabilir.

Alkol ilavesi, gazozun bileşiminde yer alması gereken esansları suda eritmek  için yapılır.

O esanslar, yağ cinsindendir; suda erimezler, önce alkolde eritilip sonra gazoza katılırlar.

Yakın bir geçmişte “Tüketiciler Birliği” bunu, yaptırdığı laboratuar analizleriyle de ispatladı.

 

 

                                                                        *

“Çoğu sarhoş edenin, azı da haramdır.” hadisinden mi bahsedeceksiniz? Âmennâ..

Bu hadisten hareketle; “- Gazoz içerek sarhoş olana hiç rastlanmamıştır.” mı diyorsunuz?

Hadiste geçen “çoğu”kelimesi sadece; “içilenin kendisinin çoğu” mânasında mı olabilir?

Niçin, “içine dışarıdan katılan maddelerin de çoğu”olabileceği, mânasına karşı direniliyor?

İslâm’ı yaşamakta ihtiyata, Allah’a kulluğa, takvâya hangisi daha uygundur?

Hem, kesin değil de şüpheli bile olsa, “şüpheliden sakınmak” da bir hadisin emri değil mi?

Ve, sadece ilk yorumun kabulü, “hile-i şer’iyye” kapılarını da açmaz mı?

                                                                        

                                                                        *

Nasıl mı?

Hadiste bahsi geçen “çoğu” kelimesinden, “bir oturuşta içilebilecek miktarı” anlaşılabilir.

Buna göre, bir insan meselâ: “-Bir oturuşta en fazla bir litre içecek içebiliyorum.” diyerek,

bir litredeki alkol miktarı kendini sarhoş edebilecek miktardan biraz az olacak şekilde,

her türlü alkollü içkiyi (rakı, şarap, votka, bira, cin, kımız, çeşitli likörler..vd) sulandırsa,

bu “sulandırılmış alkollü içkiler”in az miktarlarını içmek, ona “helal” mi olacaktır?

 

Kendi kendimizi aldatmayalım!

Kurban’daki Allah’a yakınlaşma mânasını, onu  yerken içtiğimiz gazozla sulandırmayalım.

 

                                                                       *

Yalnız Kurban Bayramı’nda ve kurban eti yerken değil; her yemekte:

“- Ben (falan marka) gazoz olmadan yemek yiyemem.” diyenlere ülkemizde çok rastlanıyor.

Bu kişiler, acaba “daha iyi hazmetmek” endişesi için mi, kendini buna şartlandırmışlar?

Böyle bir şartlanmaları varsa, işte buna benden bir “helal çözüm”:

Hep pasta, kek, vs tarifleri verilecek değil ya; ben de bir “pratik gazoz” tarifi vereyim;

hem de, yapılması çok kolay ve yüzdeyüz helal:

 

  Biraz şekerli su yapın, içinde biraz karbonat eritin. Bundan bardağınızın dibine biraz koyun.

 İçine limon sıktığınız soğuk suyla, bardağınızı doldurun.

Ne göreceksiniz? Şişeden bardağa yeni boşaltılış bir gazoz manzarası değil mi? Tadı da öyle.

Bu, kendinizin çok kolay yapabileceği bir “ sade gazoz”dur; küçük çocuklar bile yapabilir.

“Meyveli gazoz”yapmak için, o bardağa su değil, biraz limon sıkılmış meyve suyu doldurun.

“Kolalı gazoz” benzeri helal bir içecek yapmak isterseniz,

bu defa da, su yerine içine biraz limon sıkılmış meyan kökü şurubunu o bardağa doldurun.

 

                                                                       *

“- Bunda, (falan markalı) gazozun lezzeti yok.” mu diyorsunuz?

Peki, sizce de, damak lezzetinden daha önemli bir şey yok mu?

Yemekte içeceğinizin gazoz ve onun da, markalı, şişeli veya kutulu, lezzetli mi olması lâzım?

Allah’ın rızası, o markalı, “lezzetli”; fakat en azından şüpheli gazozları içmekle mi kazanılır?

Yoksa, yiyecek ve içecekte  haramdan veya en azından da olsa, şüpheliden kaçmakla mı?

 

                                                                       *

Kusura bakmayın.

Bunları yazmakla ve size duyurmakla sizi biraz daha fazla mesuliyet altına soktum.

Çünki, bundan sonra, bu konuda;

“- Bilmiyordum, bilmeden yaptım.” diyemiyeceksiniz.

Ama ben de, bildiğimi söylemek mesuliyetimi yerine getirmeğe çalıştım.

 

Zararı yok; öğrenmeniz daha iyi oldu.

Öğrenmeseydiniz, bilmeyerek de olsa, haramı veya şüpheliyi bedeninize almak mı, iyiydi?

Benzer konuda makaleler:

3 Yorum

  1. 🙂
    Ögrenmenin verdigi surur icerisinde yazinizi okudum. Allah razi olsun.
    Hassasiyetinizle okuyucularinizida hassasiyete davet ettiniz. Hem verdiginiz tarifte cok makbule gecti.

    Kurban Bayraminiz mubarek olsun.

  2. slm alykm Allah sizden melekler sayısınca razı olsun. biz müslümanlar bu konuda direnmeliyiz. çok basit bir durum gibi görünüyor ancak bir müslümanın temel vazifelerinden birisidir haram ve helal yiyeckleri araştirmak. o zaman ne yiyip içeceğiz diyoruz ya aslında biz müslümanlar suçluyuz bu konuda. helal ve haram konusunda direnmeyerek hiç birşey yiyip içemez olduk. siz bize bunun farkında olmamızı sağlıyorsunuz. kusura bakmak da ne demek….

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*