Kurşun kalem

Lem’alar Risâlesi’nden İkinci Lem’anın Hatimesini okurken ne hikmetse, bir yerde nazarıma ilişen Brezilyalı ünlü yazar Paulo Coelho’nun “kurşun kalem”ine tekrar nazarım kaydı. Yazarın gözüyle kurşun kalemin özelliklerini size arz etmeden önce, müsaadenizle Hatime’nin bir paragrafından anladığımı mealen size aktarayım:

Bir makine sisteminde yaratılan insan bedeninde yüzlerce âlet var. Bunların ayrı ayrı vazifeleri, ayrı ayrı lezzetleri, acıları ve mükâfatları vardır. Sıhhat, afiyet ve lezzet gibi şeyler daima şükrü dedirtir, o âletleri vazifelerine sevk eder ve insan adeta bir şükür fabrikası gibi olur.

Hastalık, mûsîbet, elem gibi arızalar ile de, o beden makinesinin diğer bazı çarkları harekete geçirilir. İnsanın mahiyetindeki acz, zaaf ve fakr madenleri işlettirilir.

Böylece insan ne kadar zayıf, ne kadar çaresiz, ne kadar miskin olduğunu idrak ederek, bir tek lisanıyla değil, bütün organlarının yakarışıyla Yaratıcı’sına iltica eder, O’ndan yardım ister.

Güya insan, o arızalar ile, kendi hayat sayfasına ayrı ayrı mânâlar yazdıran binlerce kalemi içinde bulunduran hareketli bir kalem olur. Hem hayat sayfasında hem de dünyada yapılanların kayıt edildiği ve görüntülendiği yer olan ‘Âlem-i Misâl’ levhalarında, takdir edilen hayat programını kendi hayatıyla yazar.

Şimdi bir de 1947 Brezilya doğumlu, meşhur ‘Simyacı’ ve ‘Hac’ adlı kitaplarının yazarı Paulo Coelho’nun kurşun kalem için söylediklerine bakalım ve onun, bir Hıristiyan olarak insaniyet çizgisindeki yerini görelim.

***

Çocuk, büyükbabasının mektup yazışını izliyordu.

Birden sordu:

“Bizim başımızdan geçen bir olayı mı yazıyorsun? Benimle ilgili bir hikâye olma ihtimali var mı?”

Büyükbaba yazmayı kesti, gülümsedi ve torununa şöyle dedi:

“Doğru, senin hakkında yazıyorum. Ama kullandığım kurşun kalem yazdığım kelimelerden çok daha önemli. Umarım büyüdüğünde bu kalemi sen de seversin.”

Çocuk kaleme merakla baktı, ama özel bir şey göremeyince dedi:

“İyi, ama bu kalem benim hayatımda gördüğüm diğer kalemlerden hiç farklı değil ki!”

Büyükbaba: “Bu tamamen nesnelere nasıl baktığınla ilgili. Bu kalemin beş önemli özelliği var ve sen de bu özellikleri kendinde benimseyebilirsen hep dünyayla barışık bir insan olursun.” dedi ve özellikleri şöyle sıraladı:

– Birinci özellik: Harika şeyler yapabilirsin, ama attığın adımları yönlendiren bir el olduğunu asla unutma. Bizim için bu el Allah’ın kudret elidir ve her zaman bizi o kudret yönlendirir.

– İkinci özellik: Zaman zaman her ne yazıyorsam ara verip kalemimin ucunu açmam gerekir. Bu, kaleme biraz acı çektirse de sonuçta daha sivri olmasını sağlar. Bu yüzden bazı acılara göğüs germeyi öğrenmelisin, bu acılar seni daha iyi bir insan yapar.

– Üçüncü özellik: Kurşun kalem, yanlış bir şey yazdığında bunu bir silgiyle silmene her zaman imkân tanır. Yaptığımız bir şeyi sonradan düzeltmek kötü bir şey değildir. Aksine bu bizi adalet yolunda tutmaya yarayan en önemli şeylerden biridir.

– Dördüncü özellik: Kurşun kalemin en önemli kısmı, kalemin yapıldığı ahşap ya da dışarıya yansıyan şekli değil, içerisinde yer alan kurşunudur. O yüzden her zaman sen de kendi içine bakmalısın, en çok onu korumalısın.

– Beşinci ve son özelliği ise, her zaman bir iz bırakmasıdır. Aynı şekilde sen de hayatta yaptığın her şeyin bir iz bırakacağını bilmeli ve her hareketinin farkında olmalısın.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*