Maneviyat okulları

Dünyada gelinen noktada aile üzerinde ciddî çalışmalar yapılmaktadır. Bazı toplumlar bitmiş olan aile kurumunu yeniden ihya etmenin derdi içinde iken, bazıları da aile içindeki sorunlarla nasıl baş edileceği konusunda projeler üretmektedir.

Ülkemizde de son zamanlarda aileye yönelik ciddî adım atma ihtiyacı seslendirilmekte, aile bağlarının kuvvetlenmesine dair eşler arası iletişim, çocuk anne baba ilişkileri, mutlu aile, mutlu toplum projeleri çerçevesinde platformlar düzenlenmektedir.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın konu ile ilgili olumlu adımlarını izlemekte ve takdir etmekteyiz.

Aile ile ilgili yazılar, kitap çalışmaları, seminerler veren ve araştırmalar yapan birisi olarak, bu alandaki yapılan çalışmaları, tebliğleri, tezleri elden geldiği ölçüde takip etmeye çalışıyorum. Hayata geçirilebilecek, pratikte uygulanabilecek formüller ihtiva eden bu çalışmalar inşaallah fiilî bir duâ hükmünde olup, ülkemizdeki aile problemlerine çözüm getirir.

Zaman geçtikçe, her şey olumlu ya da olumsuz bir değişime uğruyor. İşte aile müessesesi de zamanın geçmesiyle gelişen bir kurumdan ziyade bozulan, dejenerasyona uğrayan bir kurum olarak kendini gösteriyor. Bu da toplumu tehdit eden bir hal sergiliyor. Zira siz ailenizde ne kadar hassas davranırsanız davranın, çocuğunuz bu olumsuz tablodan etkilenmekte ve bu toplumun içinde büyümektedir. Bu yüzden aileyi ihya çalışmaları, aslında toplumu ihya çalışmasıdır. iBunun için de topyekûn bir adım ve çalışmalara ihtiyaç vardır.

Gelinen noktada bakanlık bünyesinde yapılan çalışmaların nereden başlanması konusu en öncelikli konudur. Zira her toplum kendi kültürel köklerinden beslenmelidir. Ülkenin her türlü siyasî, ekonomik, ahlâkî ve ailevî problemleri ancak kendi değerlerinden, kültüründen hareketle çıkarılacak esaslar ve formüllerle çözüme ulaşacaktır.

Başka milletlere uyan elbise bizim ülkemize uymamaktadır. Zira bozulma, ithal kültür ve kanunlardan kaynaklanmaktadır. Avrupa kendi tefessüh etmiş felsefesini maalesef bize giydirmeye çalışmaktadır. Özellikle bizim kültürümüzde hiç olmayan ve uyuşmayan unsurları her türlü iletişim aracı ile empoze etmeye çalışmak bozulmanın başladığı noktadır. Elbette çözüm de buradan başlamakla olacaktır. Yani millî ve manevî değerlerimize dönmek, kendi kültürümüzün muhabbet ve bağlılığı ile hareket etmek, unutulmaya yüz tutan değerlerimizi ihya etmekle işe başlanabilir.

Ailede problemlerin doğma sebeplerine bakıldığında, ahlâkî değerlerin zaafa uğraması, şiddetin artması, psikolojik rahatsızlıklar, iletişimsizlik, tüketim gibi konuların olduğu görülür. İşte bu problemlere çözüm olacak yegâne unsur kendi manevî değerlerimizi hayata geçirmektir.

“Yapan bilir, bilen konuşur” kaidesince, mahlûkatı yaratan Allah, kullarının hangi nizam ve intizamla mutlu olacaklarını, hangi kanunla hareket ederlerse şahsî ve sosyal hayatlarını muhafaza edeceklerini bildirmiştir. İnsanlık, problemlerinin çözüm arayışında vahye kulak tıkarsa, bilimsel çalışmalar da, siyasî adımlar da çözüm getirmeyecektir. Aileyi güçlendirmek, aynı zamanda bireyi güçlendirmek anlamına gelmektedir. Bu da, ancak kulluk bilincinin yaşanması ile mümkün olacaktır. Bireyin güçlenmesi için ise, bilgi donanımına sahip anne babalar gereklidir. Bunun yolu, aileye hazırlık okulları ile beraber daha ilköğretimden itibaren okul statüsünde olması gereken maneviyat okulları açmaktır. Çünkü ülkenin kaybedecek vakti yoktur. Yüz binlerce çocuğun anne ve babasının belirli bir seviyeye gelmesi uzun bir zaman alacaktır. Ancak çocukların daha küçük yaşlardan itibaren maneviyat okulları projesiyle, fıtratlarına uygun ortam ve zeminlerde ahlâk, irade, vicdan, merhamet, hürmet eğitimlerini almaları ileride kuracakları aileler için olumlu adımlar olacaktır.

Aileyi korumak, ailedeki her bireyin hakkının verilmesi onların görev sorumluluklarını yerine getirmesi ile mümkün olacaktır. Aileyi korumak, sadece çocuğu ve kadını düşünmek ve ona yönelik politikalar geliştirmek değildir. Sorumluluk duygusu gelişmemiş, ev içi görevlerini ihmal eden, çocukları ile iyi bir iletişim sergilemeyen bir kadına tahammül etmek zorunda kalan erkeği de koruma altına almak gerekir. Bu durumda erkeğe sabır, himayet, hürmet ve öfke kontrolü gibi eğitimler vermek gerekir. Aynı şey, görevlerini ihmal eden erkeklere karşı kadının takınacağı tavır, alması gereken eğitim, bakış değişikliği yine öfke kontrolü gibi derslerle aile korunacaktır. Yoksa, feminist bir anlayışla sadece kadını korumaya dönük kanunlar, projeler aileyi korumak değil, aileyi yıkmak anlamına gelir.

Kadınları erkeklerin şiddetinden korumaya veya yuva içindeki problemlerin çözümüne katkıda bulunabilmeleri için onlardaki ulvî seciyeleri inkişaf ettirmeye yönelik projeler geliştirilebilir. Erkeğin evi içindeki problemlere doğru yaklaşımı belirleyebilmesi için, irade, nefis terbiyesi, merhamet ve hürmet noktalarını güçlendirecek formüller uygulanabilir. Anne ve babaların çocuklarına, çocukların anne babalarına karşı görev ve sorumluluklarını geliştirecek eğitimler verilebilir.

Aileden sadece kadını çıkarıp, gündeme getirip, ona yönelik kanunlarla aile korunmuş olmaz. Aileyi korumak, aile fertlerinin hepsiyle ilgili çalışmalar yapmakla mümkündür. Bu çalışmaların temelini ise, fıtrî halleri göz önüne alınarak, Allah’ın erkek ve kadını yaratırken belirlediği görev ve sorumluluklarını, duygularını, hassasiyetlerini göz önüne alarak eğitmekle mümkün olacaktır.

Hâsılı, asır din ve maneviyat asrıdır. İnsanlık her geçen gün dine olan ihtiyacını çok daha fazla hissetmektedir. Aileyi ve toplumu bir insan gibi düşündüğümüzde oralardaki problemlerin çözümleri de aynen ferdin şahsî hayatında olduğu gibi, din ve maneviyatla olacaktır. Bunun için, ciddî anlamda Kur’ân ve Hadis kaynaklı çalışmalar yapmak, ahsen-i takvîm suretinde yaratılan insanı tekâmül ettirmek, onu ruh, akıl, kalp yönünü tatmin edecek formüllerle, projeler geliştirmek gerekecektir. Aksi halde, çözümler sathî olup, sadece günü kurtarmaya dönük olacaktır.

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. 8 yasında 2004 doğumlu bir oğlum var.Tüzderin 1. atölyelerini tamamladı 2. sine devam etmekte.Biliyorsunuz ki ağaç yaşken eğilir manevi değerlerimiz doğrultusunda,değerler eğitimi destekli bir eğitim almasını istiyorum.Bilginin beşte dördü ilgi…bize bir yol gösterebilirseniz cok memnun oluruz.Tskler…

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*