Maziden istikbale Yeni Asya

altYeni Asya’mız 50 yaşında.
Dile kolay elli yıl.
Yarım asır eder
Gençlik çağından olgunluk devresine girildiği bir dönem bu.
Okuyorsunuz gazetemizde.
Kardeşlerimiz, ağabeylerimiz fikirlerini beyan ediyorlar.
Hep güzel ve hislere coşku veren şeyler söylüyorlar.
İyi de ediyorlar.
Zira,
Bediüzzaman’ın bahadır bir evladı olan, Risale-i Nur davasının bayraktarlığını yapan, tarihi seyir içinde küfre ve zulme karşı hep ön cephelerde mücadele eden, hak ve hakikat uğrunu onca cefalar çeken, Nur hakikatlerini imani, dini, içtimai, siyasi ve idari ölçüleri ile hüvesi hüvesine muhafaza etmeye çalışan Yeni Asya hakkında hangi güzel söz söylense yeridir.
Ancak…
Belki bazıları diyebilir ki:
Hamaset yapıyorsunuz…
Mübalağa ediyorsunuz…
Hatta övünüp duruyorsunuz.
Hayır…
Söylemeye çalıştıklarımız serapa hakikattir.
Şöyle bir bakın maziye, yakın tarihte yaşadıklarımıza….
İşte elli yıllık, hatta yüz yıllık yaşananlar tarihin kayıtlarında duruyor.
Şahsi hata ve kusurlarımız elbette ki vardır.
Ancak şahs-ı manevimiz istikamet hatasından korunmuş.
Şahs-ı manevimiz temsilcisi olan Yeni Asya da hep istikamet üzere olmuş.
Bu büyük bir nimet…
Bu sonsuz şükre vesile olacak bir haslet…
Ve bir İlahi ikram bu.
Çok eskiye gitmeye bile gerek yok.
Şu din kisvesine bürünmüş tahripkar siyasete karşı dik duruşumuz bile taktire şayandır.
Öyle ki,
Yıllarca Yeni Asya’yı siyasi olmakla suçlayanlar mevcut tahripkar siyasete öyle bir daldılar ….
Aman Ya Rabbi!..
Ne dalış ne dalış…
Hatta bazıları “siyasi müceddit, siyasi Mehdi” icat ettiler.
Ya şimdi?
Yaptıkları hatanın verdiği sıkıntıdan ne yapacaklarını bilemiyorlar.
Çok şükür ki Rabbim bizleri böyle istikamet hatalarından muhafaza etti.
Bizlerin elli yıldır yüzünüzü yere baktırmadı.
İnşallah kıyamete kadar da baktırmaz.
Bizleri Bediüzzaman ve Zübeyri çizgiden ayırmaz…
Geldiğimiz 50. Yılda bize düşen görev bu bayrağın daha nice yıllara taşınmasıdır.
Bu noktada Yeni Asya için ne yapabilirim, ne yapabiliriz sorusu en önemli sorumuz olmalıdır.
Elbette ki…
Risale-i Nurun tüm prensiplerine sıkı sıkı sarılan, birlik ve beraberliğini muhafaza eden, en üst yöneticisinden yazarlarına ve en küçük bir ferdine kadar sıkı sıkıya kenetlenen, hadiseler karşısında yılmadan yoluna devam eden bir şahs-ı manevi bu bayrağın daha ileriye taşıyacaktır.
Elli yıldır bizleri istikamet üzere muhafaza eden Rabbimize sonsuz şükürler olsun.
Ve bizleri son nefeslerimize kadar istikamet üzeri yürümemizi nasip etsin.
Amin…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*