Mehmet Genç AĞABEYLE NURLU HATIRALARINI KONUŞTUK

Bizler fanîyiz, hizmetler bakîdir
 
Şarkın yalçın kayalıklarının arasında bir ilçedir Genç. Doğu illerinin samimiyet ve hasbîliğini Bingöl’ün bu ilçesinde rahatlıkla görebilirsiniz.

İşte Mehmet Genç Ağabey bu ilçenin ismi ile müsemmadır.

Genç yaşından itibaren Nurlarla haşir neşir olan ve hizmetinde yıllarca yılmadan devam eden bir kahraman…

İnsanın yaşı ve ihtiyarlığı hizmetine devama bir mani teşkil etmez. Savcı “Said Nursî yaşlandıkça artan enerjisi ile gençliği zehirlemeye devam ediyor!” derken bu manayı da dile getiriyordu. İnsanın dâvâya karşı alâkası, hastalığı ve yaşlılığıyla yavaşlamamalı, bütün hızıyla devam etmelidir. Bediüzzaman “En zayıf damar ve dehşetli mani, hastalık damarıdır. Hastalığa ehemmiyet verdikçe, hiss-i nefs-i cisim galebe eder; ‘Zarurettir, mecburiyet var’ der, ruh ve kalbi susturur…” der.

Mehmet Ağabey yaşlılığına rağmen hizmetlerde faal olan bir ağabeyimizdir. Daha gençliğinden bu yana hizmette bulunur.

Yıl 1948… Dayı oğlu kendisine ilk olarak “Nurun İlk Kapısı” kitabını verir. İlk kıvılcım o zaman atılır kalbine… Büyük bir iştiyak ve zevkle okur.

Adana’da bir müddet memur olarak çalışır. Sonra askerlik vazifesine başlar. Bu arada, Kore’ye gönderilir. Burada beşinci bölük ve ikinci takımda Çinliler ile çarpışır. Kore’de Üstadımızın talebelerinden Bayram Yüksel de aynı bölüktedir. Bu vesileyle devamlı irtibat halinde olurlar, fırsat buldukça dersler yaparlar.

Askerlik hayatından sonra da hizmetlere devam eder Mehmet Genç. Bir ara mahkemeye verilir. Bekir Ağabey müdafaa eder kendisini ve beraat eder. Kitaplarını da geri alır adliyeden.

1950’den sonra dershane açılır. Büyük bir ihtiyat içinde dersler devam eder. Bundan sonrasını kendisinin ağzından dinleyelim:

“Kayalar Ağabey o yıllarda Diyarbakır’da idi. Büyük kalabalıklar halinde dersler yapılmaktaydı. O yıllarda irtibatlar PTT ile yapılıyordu. İttihat gazetesi bu yolla geliyordu. O yıllarda bir çok öğrenciye Risaleleri tanıttık, şu an bir çok kardeşimiz Nurları o yıllarda tanıyan, Genç’ten yetişenler… Halim Çelik de bunlardan biridir. Daha bir çok kardeşimiz aynı manada hizmet etmektedir. Devamlı genel hizmetlerle ilgili İstanbul ile irtibatlı idik. Ağabeylerin ayda bir Lâhika mektupları gelir, hizmetlerden haberdar olurduk.

“Bir gün babam rüyasında Üstadımızı gördü. Bana sarılmış, büyük bir kalabalık. Ben dedim: ‘Bu zat kimdir?’ Dediler: ‘Bu zat Bediüzzaman’dır.’ Dershaneyi su basmış, Üstad bez ile suyu alıp, sıkıp sıkıp temizliyor…

“O yıllarda elektrik yoktu. Hanım gaz lambasını tutuyor, Risale okuyordum. Çantamızda devamlı Risale bulunuyordu. Tabiî o yıllarda Risaleleri gizli bulunduruyorduk. 1956 yılında Diyarbakır’da Sümerbank’ta memur idim. 1957 yılında Üstadı ziyarete gittim. O yıllarda çok sıkı takip vardı. Bir ağabey yardımcı oldu, fakat görüşmek mümkün olmadı. Sonra Barla’ya gittim, orada hastalandım. Sonra Çam Dağı’na beş saatte gittim. Çok duygulandım, bir müddet kaldım. O yıllarda Çam Dağına yol falan yoktu.

YENİ ASYA İSTİKAMETİMİZ İÇİN BÜYÜK KATKI SAĞLADI

“Yıllar böylece akıp gitti. Sonra Yeni Asya gazetemiz günlük olarak çıkmaya başladı. İstikametimiz için büyük bir katkı sağladı. Sonra yeni tanıyan gençler ve ehl-i hamiyet insanlar risaleleri tanıdı. Mülk dershane yaptık. Daha sonraları Sözler Yayınevi adı altında da Risaleler basılmaya başladı. Biraz rahatlamıştık. Ama, takip ve psikolojik baskılar devam etti.

“Bu arada bir çok hadiseler oldu. Cemaatî bir çok olaylar yaşadık. Ama istikametli hizmetimizi devam ettirdik. Her rüzgârın peşinden gitmedik. Siyasî ve içtimaî bazı arızalar yaşadık, Üstadımızın tarif ve tasvip ettiği istikameti takip ettik. Genç ilçesinde bizleri bir çok insan iyi bilir. Bölücülüğe prim vermedik. Bu yaşıma rağmen hâlen koşturuyorum.

“Geçen hadiselerde bizlerle yolunu ayıran kardeşlerimize çok üzüldük. Yüreğimiz sızladı. Ama bunlar bizim imtihanımız… Cenâb-ı Hak bizleri istikametten ayırmasın. Hadiseler gelir geçer. Bu dâvâ kıyamete kadar bâkî kalacaktır. Önemli olan budur. Bir çok hatıralar ve olaylar yaşadık. Terör ve kargaşa bizleri rencide etti. Bizler müsbet hareketi kendimize şiar edindik. Bizler faniyiz, hizmetler bakidir. Kardeşlerimden duâ rica ediyorum.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*