Mehmed Karasan ve Sıddık Altun…

Umre ibadetinde iken de gazetemizi “e-gazete”den takip edebiliyor ve gerek memleketimizden, gerekse cemaatimizin vaziyetlerinden malûmat sahibi olabiliyorduk. (Zaten gazetemizin en büyük özelliklerinden biri de, cemaatimizin irtibatını sağlayıp, bizi birbirimizden haberdar etmesidir.)

İşte orada bulunduğumuz bir gün, İstanbul’un eski vakıflarından Mehmed Karasan Ağabeyin vefat haberini duymuş ve müteessir olmuştuk. Tabiî bu arada gözümüz yine mazinin sisli perdelerini araladı.

70’li yılların ilk yarısıydı. O zaman biz Ankara’da bulunuyorduk. Her zaman yapışık kardeş gibi beraber olduğumuz Lütfi Taşçı ile İstanbul’a gidip gelirdik. Gazetemizin “Molla Fenari ve Kâzım Gürkan” sokaklarındaki binalarına uğrar, oradan da dershanelerimize, Bayezid’deki Derinkuyu Sokak Hilal Apartmanı’ndaki derslerimize giderdik. Bir gün Lütfi ile dershanelerimizi gezerken bize, adresi de tarif ederek, Fatih “Nurtaşı” semtindeki dershanemize gitmemizi söylediler. Biz de gittik, orada “Nurtaşı”nı aramaya başladık. Epey sorduk, gezdik. Meğer bizimkiler “Kıztaşı” semtinin adını “Nurtaşı” koymuşlar. Bir bilene denk geldik de bulduk orasını.

O ne güzel muhabbet ve uhuvvet dolu günlerdi. “Üç Mehmedler”le orada görüşürdük. Abdulvahid Mutkan, Cemal Uşşak, Mehmed Karasan, Ahmed Tanyel gibi ağabeylerimizle orada görüşüp tanışmıştık. Onların çoğu da bizlere karşı şefkatle yaklaşan nurun kahramanlarıydı. Mehmed Karasan Ağabeyle de ilk defa orada olmak üzere birkaç görüşmemiz olmuştu. İstanbul’a her gelişimizde Bayezid derslerinde görüşürdük.

Mehmed Ağabeyin vefat haberini alınca aklıma bunlar geldi ve mübarek beldelerden duâ ettik. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun inşâallah.

Sıddık Altun Ağabeyimize gelince; Gazetemiz Yeni Asyanın Satış Pazarlama Koordinatörü fedakâr Faik Altun kardeşimizin babası olan Sıddık Ağabeyle, yıllar önce Ankara’da Bayram Ağabeyin kaldığı Hacıbayram 27 nolu dershanede, Faik kardeş vakıf olarak kalırken tanışmıştık. Daha sonra yine bir-iki görüşmemiz olmuştu. Geçtiğimiz sene Faik kardeşin yanında görüşmüştük, ama tabiî aradan yıllar geçtiğinden yaşlanmıştı. Ağrı’nın Patnos kazasında ikamet edip, aynı zamanda da Yeni Asya’nın Patnos temsilcisi idi. Senelerdir istikametini kaybetmeyen bir ağabeyimizdi. Gerçekten de ismi gibi bu dâvânın sadık bir bendesi olan Sıddık Ağabeyimizin geçenlerde kaza geçirdiği haberini duyunca çok üzülmüş ve Faik kardeşimize “Geçmiş olsun” diye telefon açıp malûmat almıştık. Ve geçtiğimiz günlerde onun da Rahmet-i Rahman’a kavuştuğunu öğrendik. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Başta Faik kardeşimiz olmak üzere; hem akrabalarının, hem de cemaatimizin başı sağ olsun!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*