Merhameti annemden öğrendim

0124

Zulmün küreselleştiği “felâket ve helâket asrında’’ insan psikolojisi üzerine yapılan bilimsel araştırmalar merhamet ve acıma duygularının aile ortamında inkişaf ettiğini, özellikle annenin davranışlarının bu konuda etkili olduğunu ispatlıyor.

Biz de hayatın içinden yaşanmış birkaç örnekle bu tesbiti doğrulayalım:
 
KİMSESİZ ÇOCUKLARI ZİYARET İLK ÖRNEK DR. AYŞE ERDİL’DEN…

Ülkemizde özellikle doğu illerimizde yaptığı gönüllü yardım çalışmalarıyla 2009’da “American Academy of Audiology” ödülüne lâyık görülen Dr. Ayşe Erdil kendisiyle yapılan röportajda “Yardımsever olmak genetik mi? Başka bir nedeni yok mu?” sorusunu şöyle cevaplıyordu:

“Küçükken Ankara’da Keçiören’de kimsesiz çocuklar yuvası vardı. Cumartesi günü annemler ablamla beni çocuklarla oynayalım diye oraya götürürdü. Annemler bizi almaya geldiği zaman, annemi oradaki çocuklara göstermek isterdim. Anneme de arkadaşlarımı göstermek isterdim. Annem hiç içeri girmezdi. Sonra bana dedi ki ‘O çocukların annesi yok.’ O yaşta bazı çocukların annesi yok diye farkına vardım. Belki de onun etkisiyle böyle oldum…’’
(Vatan, 31 Ocak 2009)

EVDEKİ YATALAK BABAANNE

O günkü sohbetin konusu Hanımlar Rehberi’ndendi. Kitabın müellifi Bediüzzaman Said Nursî Risale-i Nur’un en önemli esaslarından olan acımak ve merhamet etmeyi merhum annesinin manevî ders ve telkinatından öğrendiğini anlatıyordu okudukları bahiste.

Okunanları dikkatle dinlemekte olan seksenli yaşlarını süren emekli öğretmen hanım söz alarak bu tesbitin doğruluğunu hayatından bir örnekle açıklamak istediğini söyledi. Gözleri maziye dalarak çoğu gençlerden oluşan topluluğa çocukluğunu anlatmaya başladı:

“Babaannem diğer oğullarında pek rahat edemediğinden bizde kalırdı. Ekonomik durumumuz pekiyi değildi ve çok çocuklu bir aileydik. Annem babaanneme ‘Anneciğim’ diye hitap eder ve hürmet gösterirdi. Hiç unutmam semt pazarından her alış veriş dönüşünde büyük bir örtüyü yere yayıp aldığı her şeyi üzerine serer ‘Annecim senin dişlerin kesmez. Dişlerine uygun olanları seç. Kutuna yerleştirelim. Çocuklar sana bir şey bırakmaz yoksa’ derdi. Bu sözler ve davranış her seferinde babaannemin çok hoşuna giderdi. Zaten sonuçta kendine ayırdığı meyvelerin çoğunu da bize ikram ederdi.

“Yıllar sonra evlendiğimde kayınvalideme annemden gördüğüm gibi davrandım. Şimdi gelinlerim de bana aynı şekilde davranıyor. Neticede daha dünyada iken herkes ektiğini biçiyor.”

Herkes birbirine bakarak ibretle yaşlı hanımefendinin söylediklerini tasdik etti.
«««
Evet, Bediüzzaman Hazretlerinin belirttiği gibi merhamet ve acımak anneden öğreniliyordu…

“Meslek ve meşrebimin dört esasından en mühimi olan şefkat etmek ve Risale-i Nur’un da en büyük hakikati olan acımak ve merhamet etmeyi, o validemin şefkatli fiil ve hâlinden ve o manevî derslerinden aldığımı yakînen görüyorum.”
(Bediüzzaman Said Nursî, 24. Lem’a)

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*