Mersin’den bir çınar daha göçtü: Mehmet Bağ ağabey

Mersin’de yakın zamanda berzah âlemine uğurladığımız Fuad Dede ve Muhittin Özdemir Ağabeyler gibi rükün isimlerden sonra bir değerli ismi daha berzah âlemine uğurladık: Mehmet Bağ Ağabey.
Aslen Kayseri’li olan ve yaşı yetmişe yaklaşan merhum Mehmet Bağ Ağabey’in, Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin “Mübarekler Heyeti” diye nitelendirdiği heyete girmeye namzet bir ağabeyimiz olduğuna inanıyoruz. Cuma günü geçirdiği bir kalp krizi neticesinde âni vefatı, bütün gönül dostlarını mahzun eyledi. Hem Cuma günü, hem temiz bir ölüm nasib oldu.

Mehmet Bağ Ağabey, kendini hiçbir zaman öne çıkarmayan nurun isimsiz kahramanlarındandı. Şuurlu, sağlam bir dâvâ adamı olduğuna şahidiz. Risale-i Nur’u devamlı okuyan ve o fakir haliyle evi çok uzak olmasına rağmen, dersleri kaçırmamaya çalışan çok mübarek ve muhterem bir simaydı. Yeni Asya Gazetesi’ni düzenli bir şekilde takip eden iyi bir okuyucuydu. En büyük isteği çocuklarının da tam mânâsıyla bir Nur Talebesi olmasıydı. Bu arzusunu hep belirtirdi. İnşaallah bu duâlarının kabul olacağına inanıyoruz. Sertaç kardeşimizin beyanına göre, Risale-i Nur’dan en sevdiği bahislerden biri, Yirminci Mektubmuş. Biz de taziyesinde tevafuken Yirminci Mektubdan kısımlar okuyarak inşaallah ruhunu şad ettik. Mehmet Bağ Ağabey’in evi dersaneye epey uzak olduğundan, umumî ders günü eve gitmez, erkenden dersaneyi açar, dersanenin temizlik ve benzeri işlerini yapar, çay işlerine de yardımcı olurdu. Yeni Asya Bürosunun da daimî ziyaretçilerindendi. Büro temsilcimiz Cuma Bahçeci Hocamın anlattığına göre, büroya geldiği zaman, büronun temizlik ve çay işlerine de yardımcı oluyordu. İhlâslı, tez canlı ve düzenli bir insandı. Mübarek gecelerde dersanede sabahlayanlardandı. Son zamanlarda gerek geçirdiği trafik kazası yüzünden, gerek olduğu boyun fıtığı ameliyatından dolayı aylarca yatalak kaldı. Zaman zaman ziyaretine gider duâsını alırdık. Tam bir sabır ve şükür içerisindeydi. Metanetle o hastalıklarından da kurtulmuştu.

Mehmet Bağ Ağabey, orman memuruydu. Emekli olduktan sonra bir müddet arıcılık yapıp bal işleriyle uğraştı. Daha sonraları ise, vaktini Mimar Mühendis Mustafa Kale ağabeyin yanında ve Yeni Asya Bürosunu ziyaret ederek geçiriyordu. Bu arada diğer esnaf ağabeylerin de ziyaretçisiydi. Ders günleri mümkün oldukça derslere katılır, bizlerin de kuvve-i maneviyemizi kuvvetlendirirdi. Gündemi iyi takip eder, büroda sık sık değerlendirmelerde bulunurdu.

Özetle: Mehmet Bağ Ağabey, hakikaten mübarek, ihlâslı, safi kalp bir Nur Talebesiydi. Allah rahmet eylesin. Mekânı Cennettir inşaallah. Cenâb-ı Hak, Peygamber Efendimize (asm) ve Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri’ne komşu eylesin. (El-Fatiha)

AHMET DEMİRDÖĞMEZ

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*