Mesajları neydi?

Türkiye’nin bir çok ilinde “Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR’ı“ adı altında yapılan faaliyetler, Konya’da arkadaşların himmet ve gayretleriyle gerçekleşti. Bu faaliyetler içinde bize de birkaç kenar ve köşede konuşma zemini düştü. Ulusal ve yerel Konya TV’de Said Çamkerten Beyle birlikte programcı Tuğba Hanım ve Süleyman Beylerin suâllerine muhatap olduk.
Sorulan suallerin özeti şöyle: “Said Nursî Hazretlerinin Türkiye ve dünyaya mesajları ne olmuştur? Bediüzzaman kimdir? Türkiye’de çok aydınlar Said Nursî’nin aleyhinde bulunmuş ve bulunmaktadırlar? Türkiye’de Bediüzzaman tam anlatılmış mıdır? vs..”

Bunların tamamına canlı yayında verdiğim cevapların özetini siz değerli can dostlarıyla makale aracılığı ile paylaşmak ve çoklara faydası olur temennisiyle bu satırları üst üste koymak istiyorum:

Türkiye’deki bin kaç aydın geçinip fikren zifiri karanlık içinde olanlara, Batı dünyasından, ABD’den ve Hıristiyan dünyasından bazı hakperest ve araştırmacı zatlardan nakil yapmak istiyorum. Meselâ; Dünya Dinler Arası Diyalog Cizvit Sekreteryası’ndan Prof. Dr. Thomas Michel, İstanbul’daki Bediüzzzaman Sempozyumu’nda diyor ki: “Said Nursî, Hıristiyan-Müslüman diyaloğu meselesi üzerine kafa yormuş, ufuk açıcı bir büyük muâsır mütefekkirdir. Şimdi onun bu görüşleri bereketli meyveler verme noktasına gelmiş bulunmaktadır. Onun hakkında tebliğ sunmaktan şeref duydum. Keşke onu tanıyabilseydim. Madem ki; dinlerin kökeni birdir ve İncil’de 50 bin yanlış var, tahrif olunmuş, öyle ise Risâle-i Nur bizim çağdaş tefsirimizdir.”

Prof. Dr. Annemarıe Schimmel; “Kardeşim Halil Bey, Bediüzzaman Said Nursî’nin eserleri birer harika. Onun eserleri Avrupa’yı aydınlatacaktır. O çağın Mevlânâ’sı, yani müceddididir. Onu Avrupa entelleri daha tanıyamadı. Onu tam tanıdığında Avrupa’ya sevgi ve barış güneşi doğacaktır. Çünkü bu eserler beni aydınlattı ve beni nurlandırdı. İnsanlığı da nurlandıracaktır” 1 demiştir.

Avusturyalı araştırmacı Prof. Hans 7 yıllık bir çalışmamdan sonra “Dear Halil Brother in İslâm”2 başlıklı gönderdiği cevabî mektubunda diyor ki: “Risâle-i Nur Külliyatı’ndan gönderdiğin Küçük Sözler kitabını aldım. Günün her akşamı okuyorum. Allah senden razı olsun. Bir daha bana Hans olarak mektup yazma. Hasan olarak yaz. Hasan olarak yaz..” diyor.

Ord. Prof. Dr. Anna Masala, Türkiye’de verdiği bir konferansta Hz. Bediüzzaman ile Hz. Mevlânâ’yı şöyle kıyasladıktan sonra “Bu itibarla diyorum ki, o asırda Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî… Bu asırda Bediüzzaman Said Nursî…”

Batı dünyasının insanları, bir şeyi tamamen araştırmadan ve hakikatını kaynağından öğrenmeden kabul etmiyorlar. En ufak ayrıntıya mercekle bakarak tahlil ve tahkik ediyorlar. Elbette bizde aydın geçinenler veya Türkiye’de söz sahibi olmak isteyenler de araştırmalı ve ondan sonra konuşmalıdır. Çünkü Bediüzzaman, asr-ı hâzırın bütün ihtiyaçlarına, Kur’ân’dan ilham alarak, çağın anlayışına ve ihtiyacına göre cevap vermektedir. Efendimizden (asm) ders alarak vermektedir. 40 küsûr lisana çevrilen 14 büyük eser ve 6 bin sahifelik külliyat küçük görülemez.

2010 itibarıyla büyük dünya ailesinde, yeni bir manevî rüzgâr ve yeni bir fikir haritası husûle gelmektedir. Bunun adı Bediüzzaman ve Risâle-i Nur’dur. Bu muhteşem eserin içine girildikçe ve hayata yansıdıkça Türkiye’nin ve dünyanın rengi çok değişecek ve gerçek açılımlar ortaya çıkacaktır. İnsanlığın ve gençliğin beklediği budur. Bediüzzaman Türkiye’de ve dünyada istenilen manada daha anlaşılmamıştır. İnşâallah, kimler perde oluyorsa onlar da kalkacak ve bu Kur’ânî ve imanî eserler gönüllerde ma’kes bulacak ve her yerde okutulacaktır. 143 milyonluk Rusya Federasyonunun 1251 üniversitesinden profesörlerin İstanbul’a gelip Risâle-i Nur’u anlatacağını kim hayal edebilirdi? Bundan daha büyük inandırıcı mesaj olabilir mi?

Dipnotlar:

1- Bakınız: Bediüzzaman’dan Müjdeler, H. Uslu

2- 2 Nisan 1991, H.U.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*