‘Mim’siz medeniyetin pislikleriyle dünyayı kirletmek

Bugünkü Batı medeniyeti, semavî anayasaları dinlememekle insanlığın dünya saadetini bozmuştur. İktisat ve kanaat yerine israfı teşvik etmesinden dolayı dünyayı yaşanmaz bir hale getirmiştir. Aşırı tüketmek, günümüz insanı için bir hastalık hâline gelmiştir. Böyle bir kültür içinde büyüyen insanlar için gereğinden fazla tüketmek adeta nefes almayla denk hâle gelmiştir. Onun içindir ki bu illete düşen kolay kolay çıkamıyor.

Dışardan bakan bir yayın organı olarak New York Times gazetesinde Türkler için şunlar yazılmış: “Kaygusuzca harcayan, savurgan Türkler, dünyanın sayılı borç yiyen agresif tüketici ülkesi, 150 bin dolarlık lüks marka arabaları almak için 4 ay sıra beklemeye razı borsacılar…”1
İnsanlığın aşırı tüketiminin bir sonucu olarak her yıl 30 milyar ton karbon uzaya bırakılıyormuş. İnsanların geliri arttıkça daha çok harcamaya yönelmektedirler. Sadece 2008’de insanlar tüm dünya’da 68 milyon taşıt, 85 milyon buzdolabı, 297 milyon bilgisayar ve 1.2 milyar cep telefonu satın almıştır. Tüketim arttıkça dünyadan daha fazla fosil yakıt, mineral ve maden çıkarılmıştır. Örneğin 1950’den 2005’e kadar maden üretimi altı kat, petrol tüketimi sekiz kat ve doğal gaz tüketimi 14 kat artmış. Günümüzde her yıl 60 milyar ton doğal kaynak çıkarılmaktadır. 30 yıl öncesine göre yaklaşık yüzde 50 fazla. Bugün bir Avrupalı, günde 43 kilo, bir Amerikalı 88 kilo doğal kaynak tüketmektedir. Toplamda, dünyada topraktan günde 112 Empire State Binası’na eş değer doğal kaynak çıkarılmaktadır. Bu durum dünyanın sistemlerine giderek artan bir baskı yapmaktadır ve bu süreç, insanoğlunun ve başka sayısız canlı türünün muhtaç olduğu ekolojik sistemleri dramatik bir şekilde bozmaktadır. Bu tüketim seviyesiyle insanlar dünyanın kapasitesinin yaklaşık üçte bir kadar fazlasını kullanmaktadır.
Bin yıl Ekosistem Değerlendirmesi Yönetim Kurulu, “İnsan faaliyetleri, dünyanın doğal fonksiyonyarına o kadar fazla yüklenmektedir ki gezegenin ekosistemleri yaşatabileceği kesin olmaktan çıkmıştır” diyor. Atmosferik karbondioksit (CO2) konsantrasyonu, son 1000 yılda sabit düzeyde, yaklaşık milyonda 280 partikül düzeyinde kalırken, şimdi milyonda 385 partikül düzeyindedir. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli, insan faaliyetlerinden kaynaklanan iklim değişikliğinin, dünyanın sistemlerini büyük ölçüde sekteye uğrattığını keşfetmiştir. Sera gazı salınımları azaltılmazsa, önümüzdeki yüzyılda felâketlere yol açacak değişiklikler yaşanacaktır.
Princetoton’dan çevrebilimci Stephen Palaca’nın yaptığı bir araştırmaya göre, dünyanın en zengin 500 milyon insanı (dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 7’si) günümüzde dünya çapındaki karbondioksit salımının yüzde 50’sinin sorumlusu, en yoksul 3 milyar sadece yüzde 6’sının sorumlusudur. Bu rakamlar şaşırtıcı değildir, çünkü en büyük evlere sahip onlar; otomobil kullananlar, dünyayı jetlerle gezenler, büyük miktarda elektrik tüketenler zenginlerdir ve bütün bunların ekolojiye etkisi vardır.
Amerikalı ve Avrupalı hayat tarzının sürdürülmesi kesinlikle mümkün değildir. İhtiyaçtan fazla tüketilen her bir şey, dünyadaki İlâhî sisteme zarar vermektedir. Mesela karbondioksit salımına sebep olan fosil yakıtlardan, benzin mazotlu araçları gereğinden fazla kullanan veyahut da evinin ısısını normalin üzerinde ayarlayıp israf yapanlar bu fiilleriyle atmosfere fazladan karbondioksit verdiğinden deniz hayvanlarına dahi zarar veriyor demektir. Bunun için Kur’ân israfı yasaklamıştır.2 Peygamberimiz (asm) de nehir kenarında abdest alırken dahi olsa suyu israf etmeyi yasaklamıştır.3 İnsanlık eğer israftan uzak durmayıp aynı şekilde tüketim alışkanlıklarına devam ederse, dünyada nefes alamayacak ve biriktirdiği çöplüğünde boğulacak gibi. (‘Dünyanın Durumu 2010’ adlı kitaptan yararlanılmıştır.)

Dipnotlar:

1- Nihal Kemaloğlu, Akşam, 5,5 2011
2- A’raf suresi, 31
3- Ahmed b. Hanbel, Müsned. II; 22

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*