Minarelerinden ezan sesinin yükseldiği Avrupa ülkesi: İngiltere

Demokrasinin beşiği’ diye bilinen ülke İngiltere’den, Birleşik Krallık’tan selâm ve saygılar…

Bir zamanların “güneş batmayan imparatorluğu” diye anılan, dünyanın doğusundan batısına uzun yıllar sömürge hâkimiyeti kuran İngiltere’deyiz.

Fransa’daki üç haftalık hizmet ziyaretimizi tamamlayıp 1 Mart Cumartesi günü İngiltere’nin başşehri Londra’ya ulaştık. Almanya’dan ve Fransa’dan birlikte gelmeyi planlayan dostlarımızın zorunlu ve geçerli manileri çıkınca şimdilik tek başımıza Paris Charles De Gaulle Hava limanından British Airways uçağıyla Londra’nın dünyaca meşhur Heatrow Havaalanına indik. Gümrük işlemleri ve polisin nazik ve ince sorularına gerekli cevapları verip, dışarıda bekleyen ve daha önceden tanıştığımız ehl-i hizmet İbrahim kardeşle buluştuk.

Kıt’a Avrupa’sının çok önemli ülkelerini daha önce hem de birkaç defa gezmeme rağmen; İngiltere’ye bu ilk ziyaretimdi. Nasip bu yılaymış. Bu ülkeye ayak basar basmaz İngiliz kültür ve sosyal yapısının diğer Avrupa ülkelerinden farklılığını hemen hissettiğimi söyleyebilirim. Beni karşılamaya gelen önceden Mısır’da tanıştığımız Vakıf İbrahim kardeşimizle metro ile otuz duraklık ve bir buçuk saatlik yolculukla bu ülkedeki ilk adımlarımda İngiltere’nin ve Londra’nın farklılığını hissetmiştim. Londra çok geniş alana yayılmış bir dünya şehri ve “Birinci Londra Bölgesi” denen şehrin kalbi konumundaki mekânlara gündüz saatlerinde trafiğin çok yoğun olması sebebiyle girmek zor ve de ücretli. Bunun için sadece özel taksilere ve hemen hemen hepsi çift katlı olan bu şehrin simgesi haline gelen otobüslere ancak izin veriliyormuş.

Burada nasip olursa bu defalık on iki gün kalmayı planladık. Metro yolculuğundan sonra öğle ve ikindi namazlarını vardığımız dershanede kılıp, oradan da başka bir dershaneye geçtik. Yeni dershanede akşam namazını kıldıktan sonra yine başka bir dershaneye daha akşam dersine gittik.

Bu yazımda burada geçirdiğim ilk intibalarımı değerli dostlarımla paylaşmak istiyorum. Bu bakımdan ilk etapta bu ülkedeki Risale-i Nur hizmetleri başta olmak üzere; İngiliz Milletinin karakteristik özellikleri, burada yaşayan Müslümanlar, yaptıkları hizmetler, başarıları, zorlukları, toplum yapısı, geleceğe dönük plan ve projeler vb. konular hakkındaki intibalarımı kısaca özetlemeye çalışacağım.

RİSALE-İ NUR HİZMETLERİ

İngiltere’de bir milyona yakın Türk nüfusunun olduğu söyleniyor. Burada özellikle de “kebapçılardan” oluşan önemli bir esnaf Türk kesim var. Master ve doktora talebesi olarak gelenler de hiç eksik olmuyor ve devam ediyor. Başlangıçta çok zor olan Risale derslerin yapılması ve organizesi şimdilerde önemli ölçüde rayına oturmuş elhamdülillah. Bu alanda burada gayret gösteren bu kardeşlerimize Türkiye’den her türlü desteği yapmak gerekiyor. Londra çevresinde şimdilik beş dershane var. Burada bulunan bütün Nur Talebeleri haftanın muhtelif günlerinde, değişik mekânlarda ortaklaşa Risale-i Nur dersleri yapıyorlar. Hemen hemen haftanın her günü -biri İngilizce Risale-i Nur dersi olmak üzere- Risale-i Nur dersleri yapılıyor. Buradaki gayretli, samimî, ihlâslı ve fedakâr, bir avuç insana bu mukaddes dâvâda yaptıkları ve yapacakları hizmetler için maddî ve manevî destek olmak gerekiyor. Sistemli çalışmalarının neticesini hem dünyada hem de ahirette alacaklar inşaallah. İstikbal için ümit verici gelişmelerin olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

AVRUPA’DA ŞERİAT MAHKEMELERİNİN OLDUĞU TEK ÜLKE

İngiltere’nin genel yapısı ve diğer Avrupa ülkelerinden farklılığı konularında şunlar söylenebilir: Bu ülkede iyi bir demokrasi kültürü ve uygulamasının olmasıdır. Burada kimse kimseye karışmıyor. Her türlü dinî, kültürel, nesebî, millî inanç ve geleneğini herkes şahane şekilde yaşayıp yerine getirebiliyor, istediğini yapabiliyor. Büyük bir serbestlik ve hürriyet verilmiş durumda.

Buna örnek olarak şu çarpıcı uygulamayı verebiliriz: Avrupa’da “şeriat mahkemelerinin” olduğu tek ülke İngiltere’dir. Dünyada da laik olan ve demokrasi ile idare edilen başka bir ülkede bu uygulama ve örnek yok. Bu konuda mahkeme üyesi ve başkanı ile yaptığımız röportajı inşaallah ileriki günlerde gazetemizde sizlerle paylaşmaya çalışacağız.

MİNAREDEN EZAN SESLERİ…

Yine bu ülkede bazı bölgelerde ve kısıtlı zamanlarda da olsa minarelerden dışarıya ezan okunmasına şahit olabilirsiniz. Şu anda kaldığım dershaneden minareyi görebiliyorum ve öğle ve ikindi vakitlerinde okunan ezan sesini de duyabiliyorum elhamdülillah. Diğer zamanlar sesten dolayı rahatsızlık veriyor diye mahallî idareler henüz izin vermiyorlar.

Bu minareden ezan okumanın ikinci bir örneği geçen yıl İsveç’te sadece bir camiye has olmak üzere uygulamaya geçmişti. İnşaallah bu önemli ve büyük İslâmî şeâir makul bir gelecekte yayılarak bütün Avrupa’ya hâkim olur.

SADECE LONDRA’DA 650’YE YAKIN CAMİ – MESCİD VAR

Bir başka güzel örnek ise; on milyon nüfuslu başşehir Londra’da Müslümanların namaz kılacakları altı yüz elliye yakın cami ve mescidin olduğunu hem bizim kardeşlerimizden duydum, hem de diğer Müslümanlardan. Bu demektir ki bu şehirde her iki yüz, üç yüz metrede şehrin herhangi bir noktasında Müslüman birinin namaz kılmak için bir mescid ve cami bulması mümkündür. Bunu bizzat şehir içi gezilerinde ben de yaşadım ve gördüm.

İngiltere’nin genel siyasî, sosyal, ekonomik, kültürel ve dinî yapısı ve dokusu hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse şunları söyleyebiliriz:

İngiltere’nin nüfusu 64 milyon civarında. Yüzölçümü: 245.000 kilometrekaredir. Almanya’dan sonra en fazla Türk ve Müslüman nüfusu barındıran bir ülke. Ülkenin resmî adı:  United Kingdom of Great Britain and Northern Ireland.  Birleşik Krallık, Büyük Britanya Adası, İskoçya  Kuzey-İrlanda ve Galler’den meydana gelen bir devlettir. Devlet başkanı: 2. Kraliçe Elizabeth (Queen Elizabeth II) dir. Yönetim şekli: Anayasal Monarşi. Etnik gruplar: İngiliz % 81.5,  İskoçyalı % 9.6, İrlandalı % 2.4, Galli % 1.9,  Ulsterli % 1.8,  Hindistanlı Pakistanlı ve diğerleri % 2.8. Nüfusun % 40’ı İngiliz kilisesine bağlı Protestan. % 12 civarında Katolik % 6 oranında Sih ve Hindu,  % 3-5 oranında Müslüman, % 3 oranında Yahudi bulunmakla birlikte nüfusun yüzde 38’inin dini inancı bilinmemektedir. Dinî inançlara saygı gösterilir ve herkes dinini İngiltere’nin herhangi bir yerinde rahatça icra edebilir.

İngiltere kültür ve tarih açısından büyük bir zenginliğe sahip olmakla bilinir. Londra’da dünyaca meşhur British Museum, British Library (Kütüphanesi) bunların en çarpıcı örneklerinden. Bu iki mekânı da ziyaret etme şansımız oldu.

Geçen yılın 26 Nisan Cuma günü, İsveç’in tek minareli camii Fittja Ulu Cami’de Cuma ezanının minareden okunmasıyla başlayan ve bütün Avrupa’ya yayılan İslâm gerçeğinin anlaşılması ve yaşanması konusunda biraz daha hep birlikte gayret göstermeliyiz.

Geçen yıl yine Norveç’ten gelen mutlu bir haber basına yansımıştı. “Pakistan asıllı Hadia Tajik (29), Norveç’in en genç ve ilk Müslüman kültür bakanı oldu.” Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg, Norveç’in ilk Müslüman bakanından övgüyle bahsetti. Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg, kabinede revizyon gerçekleştirdi. Yerel basın, Hadia Tajik’in görevini ‘zamanın en genç ve ilk Müslüman bakanı olarak’ nitelendirirken, Tajik, ‘İskandinavya’nın da ilk Müslüman bakanı’ unvanını elde etti.”

Bir başka güzel gelişmeyi, yine basından öğreniyoruz. “Norveç ordusu başörtüsünü serbest bıraktı.”

“Daha önce Müslüman kadın polise başörtüsünün serbest bırakıldığı Norveç Savunma Bakanlığı’nda görev alan Müslüman kadınlar, istedikleri takdirde üniformalarına uyumlu başörtüsü takabilecek”

Basından başka bir haber: “İslâm’a hakaret koltuğundan etti. Finlandiya’da İslâm’a ve Müslümanlara hakaret ettiği için suçlu bulunan aşırı sağcı Gerçek Finliler Partisi’nden milletvekili Jussi Halla-aho parlamentodaki komisyon başkanlığı görevinden alındı.”

Bütün bunlar bizim bu mukaddes dâvâya sahip çıkmamızı, daha fazla gayretimizi, bu diyar-ı gurbette olan abi ve kardeşlere duâ ve maddî destek ve buralara hizmet elemanı göndermede her türlü rehberlik ve haber akışını sağlıklı bir şekilde yerine getirmemizi gerektiriyor.

Cenâb-ı Hak; bu diyar-ı gurbette, ecnebiler içersinde büyük sabır, fedakârlık ve samimiyetle hizmetlerine devam eden kardeşlerimizin yâr ve yardımcısı olsun. Bizlere de onların durumlarını idrak edip o fedakârlıklara uygun katkıları yapmaya sevk etsin inşaallah (Âmin).     LONDRA, İNGİLTERE

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*