Bu vesileyle, yakın dönemdeki diğer bazı vefatları da hatırlayalım: Mustafa Sungur, Mehmet Emin Birinci, Hakkı Yavuztürk, Mustafa Türkmenoğlu, Hilmi Doğan, Mehdi Halıcı, Ali İhsan Tola, Mehmet Güvenç, İbrahim Canan, Hamdi Yeşildağ, İsmail Hakkı Demir, Cemal Serim, Hasan Aktunç, İsmail Ambarlı, Kâzım Erfidan, Hüseyin Demirkan, Ahmet Gümüş, Ali Düzdemir, Yılmaz Er, İbrahim Güneş, Mehmet Kılıçoğlu, Şaban Döğen, Seyfeddin Gültekin, Refika Ertekin, Vildan İşcan…
Burada sayamadığımız başka isimsiz kahramanlarla birlikte hepsini rahmetle yâd ediyoruz.
Ömer Ekler’den de kısaca bahsedecek olursak:
Geyve’deki kısa süreli tatillerimizde görüştüğümüz Ömer Ağabeyi, hep gülen yüzü, tatlı sohbetleri, nezih ve zarif lâtifeleriyle hatırlayacağız.
Üstadın, şu anda—geçen haftaki programımız vesilesiyle bir kez daha ziyaret ettiğimiz—Isparta’daki evinde muhafaza edilen otomobilini tamir edip sonrasında Tahirî Mutlu Ağabeyden istediği duayı aldıktan sonra işlerindeki açılmayı anlatışındaki letafeti unutabilmek mümkün mü?
Hatıralarından biri de, seneler önce hizmet maksatlı bir seyahatte iken Polatlı yakınlarında geçirdiği bir kazada ölümden dönmesi ve yoğun bakımdayken hissedip yaşadıkları ile ilgiliydi. “Berzah âleminin eşiğinden döndüm” diyordu.
Yine hizmete vakfettiği sonraki ömrünü de bir Risale-i Nur dersi esnasında kalp krizi geçirerek tamamladı ve vaktiyle kapısından döndüğü—Cennetten bir köşe olduğuna inandığımız—berzahtaki menziline bu defa gerçekten intikal etti.
Damadı Ahmet Selçuk, kızı Saliha Hanım ve torunları başta olmak üzere tüm aile efradına, Bursa’daki hizmet arkadaşlarına ve Nur camiasına taziyetlerimizi sunuyor, sabırlar diliyoruz.
Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın, hepimizi Cennetinde tekrar buluştursun inşaallah.
***
Meryem Cemile’nin Üstadla ilgili yazısının tercümesi işinde nihayet sona doğru yaklaşılıyor. Aldığımız bilgiye göre, metni aralarında paylaşan genç arkadaşlarımız, üstlendikleri kısımların tercümesini tamamlayıp teslim etmişler. Şimdi bu parçaların birleştirilip kontrol, tashih ve redaksiyonu aşamasına gelinmiş durumda. O da tamamlandıktan sonra çalışma bize intikal edecek ve belki son bir kontrolün ardından yayın sürecine geçeceğiz. Sonrasında da diğer projelere…
Bu arada, Meryem Cemile çalışmasını koordine eden arkadaşımız, yaşanan bu gecikme üzerine “Ben bu işi beceremedim, elime yüzüme bulaştırdım. Bu iş daha fazla gayret, çalışma, iletişim istiyor. Bunları lâyıkıyla yapamadığım anlaşılıyor” diyerek, yeni çalışmalarda bu işi, yapabilecek olanlara devretmek istediğini ifade etmiş. Buna gerek yok. Bu bir tecrübe. Önemli olan, bundan gerekli dersleri çıkararak yola devam etmek.
Benzer konuda makaleler:
- Pencerelerden seyret, içlerine girme
- 365 gün ders…
- Mustafa Sungur (1929-2012)
- Mustafa Sungur Ağabey duâlarla uğurlandı
- Gençlik iftarı ve Nurların neşri
- Mustafa Sungur (1929- )
- Köprü insan haklarını tartışıyor
- İzmir’den-Van’a …
- Mehmet Akgün
- İlk Nur Kafilesi
1959 Kütahya doğumlu. İlk ve ortaöğrenimini burada tamamladıktan sonra İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdi. Fakülteye girdiği yıl Yeni Asya Yayınlarında çalışmaya başladı. Yayınevinin çıkardığı çok sayıda kitabın editörlüğünü yaptı. Bu görevini sürdürürken, 1984-92 yılları arasında, aylık Köprü dergisinin sorumluluğunu üstlendi. 1988 yılı başından itibaren yayına başlayan Bizim Aile dergisinin kurucu editörü oldu. 1992 yılından bu yana Yeni Asya Gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliği ve Başyazarlığı görevlerini yürütüyor.
İlk yorum yapan olun