Müsbet hareket ve tebliğ

Her mü’min tebliğ görevi, “emr-i bil-ma’ruf, nehy-i an’il-münker” mefhumunda formule edilmiş. Yani, gerçeği, hakikati, doğruyu, iyiyi, güzel anlatma, neşretme, emretme; olumsuz, çirkin, yanlıştan uzaklaştırma.

Bu görevi de mutlaka sözlü ve hal dili şiddetinden uzak olduğu gibi, nezaket ve nezahet kuralları içinde yapmak durumunda. Zira, İslam barış ve emniyet; Müslüman, Allah’a teslim olan, kendisinden emin olunan kişi olduğuna göre; tebliğ de özüne paralel olmalı. Dolayısıyla mümin tebliğde de müspet hareket etmek durumunda.

Her müsbet meselede  olduğu gibi, müspet hareket de Peygamberimize (asm), Asr-ı Saadete dayanır. Kur’an ve tebliğcisi Hz. Peygamber (asm) rahmeten-lilalemindir. Bu sonsuz rahmet kaynaklarının asrımıza da yansımalı. Tebliğde de esas alınması gereken ana prensipler şöyle özetlenebilir:

*Allah rızasını kazanmak için sırf iman hizmetini yapmak,

*Vazife-i İlâhiyeye (Allah’ın işine) karışmamak (Yani çalışma sonucunda mutlaka başarıyı beklememek)

*Âsâyişi  muhafazayı netice veren müsbet iman hizmeti içinde herbir sıkıntıyı sabırla, şükürle karşılamak ve kabul etmek.

*Maddi gücü, kılıcı, asla dahilde kullanmamak; cihad-ı maneviyle (ilim, fikir, ibadet, zikir, tebliğ ve irşad) hareket etmek. Yani, “Hiçbir günahkar başkasının günahını yüklenemez.”1 hakikatinin çerçevesinde hareket etmek.

*Zaruri ihtiyaçları karşılamak için çabalamak; bunun dışındaki zaruri olmayan şeyler için mücedele vermemek.2 Yani, yeme, içme, gezme-eğlenme gibi nefsi, hissi meselelere değil, ulvi hakikatlere kilitlenmek. Aksi halde. Heva, hisler araya girer ve müspet hareket zedelenir.

*Siyaseti en geri plana itmek. Etki alanı (kalb, mide, aile, yakın akrabalar) ile ilgi alanı (mahalle, şehir, vatan, dünya ve zihayatı) karıştırmamak. İslamın yüzde doksan dokuzu iman, ibadet, ahlaktır. Yüzde biri ise siyasettir.

lBirinci hedef dünya değil, ahireti kazanmaktır. (Biz dünyaya bakmıyoruz. Baktığımız vakit de onlara yardımcı olarak çalışıyoruz. Âsâyişi muhafazaya müsbet bir şekilde yardım ediyoruz.)

*Hak ve hürriyetlere fevkalade saygı göstermek gerekir. Çünkü, hürriyet imanın özelliğidir. Dolayısıyla demokrat zihniyete yardımcı olmaktır.

Dipnotlar:
1- Kur’an, En’am, 164.
2- Emirdağ Lahikası s. 455

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*