Namaz aşkımızın adı olsun…

Ne çok aşklar yaşadı kalbimiz, ne çok şeyler sevdi. Koştu, koştu dünya hanında da ne çok mutluluklar aradı. Huzuru, neşeyi, ferahı bulmak için ne çok yollar aradı aklımız. Ne de çok diyarlar dolaştı kalbimiz. Ellerimiz ne ulaşılmaz mutlulukların dallarına uzattı ellerini. Ne kadar dolaştıysa da mutlu olmadı insan, şu fânî aşklarla, sevgililerle, geçici lezzetlerle mutlu olamadı bir türlü. Kanamadı doya doya huzura.

Mutluluğa doğru zıpladı zıpladı, ama bir türlü ruha huzur, yüzümüze neşe veren o ebedî mutluluğu, huzuru yakalayamadı. Arzuladı ve lâkin sevdiklerinin fânî olduğunu görünce nasıl da aldandığının farkına vardı.

Fark edemedi insan, mutluluğun bir çiçek kadar yanı başımızda, bir ağaç gibi karşımızda, bir çocuk gibi elimizin altında ve duâlar gibi elimizde, avucumuzda olduğunu. Ne yazıktır ki anlamadı, anlayamadı.

İçindeki ucu bucağı olmayan sonsuz duygularla işte insan nedense çoğu zaman fânîlerin, fânîliğin peşine takıldı. Ve yine, yine aldandı. Evet, fânî idik. Bu doğru idi. Ancak fânîde kalmamalı idik. Zira fânîler ile mutlu değildik. Bâkî sevgilimiz, bizi ebedî bir huzura taşıyacak bir aşkımız olmalı idi. Bâkî bir dostumuz olmalı idi. Fânîliklerimize merhem olmalı idi. Gündelik kaygılarımıza dur deyip bize huzur vermeli idi. Bizi hüzünlerden alıp kalbimize ümit, yüzümüze neşe olmalı idi. Bir dost kadar yakın ve tesellici olmalı idi.

İşte namaz, bizim şu fânî dünyada baki dostumuz idi. Hüzünler içinde neşemiz, endişelerimizin tesellicisi idi. İşte namaz yüzümüzü, kalbimizi güldüren müjde idi. İşte namaz fânî arkadaşa bâkî aş idi. Tesellici idi namaz. Ulaşamadığımız mutlulukların bir gün ebediyen bizimle olacağını hatırlatan ebedî bir teselli idi. Ve bu mutluluklara ulaşacağımız bilgisiyle neşemiz idi. Huzurumuz namaz, durulduğumuz, sükûnete erdiğimiz vâdi idi. Gündelik kaygılar içinden bizi alan bitmeyen bir huzur, bir gündemdi.

Seccade bütün yorgunluklarımızı içine çeken ve bize ebedî huzuru aşılayan bir huzur ırmağıydı. Secde, ebediyetle karşı karşıya gelişin en güzel resmi idi. Ve bizim günün köşe taşlarında bekleyen en güzel dostumuz ve sevgilimiz idi. Ve en güzel aşkımız idi.

Evet, en sevgilimiz olmalı idi namaz. Bizi ebedî bir nazarla seven bâkî sevgilimize yakın olmanın, yakın olmaktan hâsıl olan sevginin içimize verdiği aşk, şevk olmalı idi namaz. Günde en az beş defa buluşmalı idik onunla. Ve onunla buluşmanın heyecanını taşımalıydık günde en az beş defa. Onun için süslenmeli, temizlenmeli idik. Onun bizi her hâlimizle kabul edeceğini umarak. Ve anlatmalı idik şiirlerde, yârimiz olmalı idi. Filmin en güzel sahnesi, bestenin en güzel nakarâtı namaz olmalı idi. Gündemlerimizin biriciği olmalı idi.

Evet, gelin! Namaz aşkımızın adı olsun. Sevgilimiz, sevenimiz olsun namaz. Beklediğimiz, beklenenimiz olsun namaz. Ve sevsin bizi bir anne kucağı gibi alsın koynuna sevsin, sevsin, sevsin. İçimize huzur, kalbimize aşk dolsun. Ve aşkımızın adı namaz olsun.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*