Ne kadar okur yazarız?

Sevgili dostlarım;

Okur yazarlık, aslında bir dilin okumaları anlayıp, okunan cümleleri algılama ve kavrama anlayışı olarak adlandırabiliriz.

Okur/yazarlık iletişimin bir parçasıdır.

Bir dili bilip, konuşabilmenin yanı sıra iletişim kurabilmek için yeterli seviyede okumayı ve yazmayı bilmek gerekir.

Aslında genel bir ifade ile; değişik türdeki yazılı kaynakları, kayıtları kullanarak tanımlama, anlama ve yorumlama biçimidir okur/yazarlık.

Dünya üzerinde okur/yazarlık oranlarının en düşük olduğu bölgeler Güney Asya, iç Afrika ve İslâm coğrafyası olduğu söylenir.

Bu bölgelerde okur/yazar olmayan nüfusun yüzde 40 veya 50’lere kadar vardığı söylenir.

Okur yazarlık oranının en yüksek olduğu ülkelerin Avrupa ülkeleri olduğu gerçeği aslında bize şunu hatırlatır.

Dünyayı sömürmeye alışmış Avrupa ülkeleri, özellikle İslâm ülkelerini cahil bırakmak için ellerinden geleni yaptılar. Kendi çocukları şatafatlı okullarda en güzel yerde okurken, Müslümanları çeşitli bahanelerle savaşa sürükleyip birbirine kırdırdılar ve cahil bırakmak için ellerinden geleni yaptılar.

Zaten Kur’ân-ı Kerîm’in ilk emri “Oku” değil mi?

Zaten, Resulullah Efendimiz (asm) “İlim Çin’de dahi olsa gidin alın” buyurmuyor mu?

Hal böyle iken biz Müslümanlar olarak bilinçli bir şekilde okuma ve yazmaya devam edeceğiz. Etmeliyiz.

Kâinatın Efendisi (asm) ilimle ilgili neler buyurmuş bize, bakalım;

– “İlim ibadetten üstündür ve dinin nizamıdır.”

– “Ümmetimin âlimlerini ağırlayınız, çünki onlar yeryüzünün yıldızlarıdır.”

– “İlim tahsili kadın, erkek bütün Müslümanlara farzdır.”

– “İlim tahsil ediniz, çünki maarif bizim düşmanlarımıza karşı silâhımızdır.”

– “Beşikten mezara kadar ilim taleb ediniz.”

– “Kendini ilme adayan fani, bakidir.”

– “Cehaletten daha vahşetli fukaralık yoktur.”

İnci Karaman

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*