Neden Yeni Asya?

Kur’ân’ın bu çağa mesajını aktarmakla görevli bir Üstad’ın 1950’lerde “Matbuât lisanıyla konuşmak zamanı geldi veya gelecek gibidir zannederim” diyerek gösterdiği hedefi gerçekleştirme niyet ve kararıyla 21 Şubat 1970’te yayınlanmaya başlamıştı.

Yayınlanmaya başladığından itibaren demokrasiye, insan haklarına ve İslâm’a hizmet etmede gerekli duyarlığı gösteren Yeni Asya, ülkemizde demokratik değerlerin içtenlikle benimsenerek kurumsallaşması ve hukuk devleti ilkesinden taviz verilmemesi yolunda objektif, ilkeli, kaliteli yayını sürdürmektedir.

1971 yılının bir yaz gününde, fabrikada çalışırken, bir akşamüstü iş çıkışına yakın atölyemize bırakılan Yeni Asya gazetesinden o günden itibaren ayrıl(a)madım.

O yıllar “Nurcular” denilen birçok kişiyi tanımama rağmen henüz bir Risâle ile karşılaşmamış ve bir Risâle dersine gitmemiştim. Bu durum bir seneye yakın sürdü. Tâ ki, 1972 yılında Ankara’da yüksek tahsile gidene kadar… Gazetemiz Yeni Asya’yı okuyordum. O anda yayınladığı kitaplardan 4 adedini de postayla getirtip okumuştum. Bunlar; Minyeli Abdullah, Nur Çocuklar, Düşünceler ve Tarihin Şeref Levhaları idi zannedersem. Ankara’da sınavla o zamanki adı Teknik Yüksek Öğretmen Okulu olan okulun Elektrik Bölümünü kazanmıştım. İzmit’li 5-6 arkadaşla birlikte Ulus’taki otellerin birinde 1 ay süresince kaldık. Diğer arkadaşların hepsi ya ehl-i dünya veya solcu arkadaşlardı. Otelde 1 ay sonunda, bayram tatili münasebetiyle İzmit’e döndük. Ama benim aklım hep “Dönüşte nerede kalırım?”daydı. Çünkü otelde kalmak, okul yaşantısıyla uygun bir yol değildi.   

Şu anda merhum olan, bizden 1 yıl önce aynı okula başlayan İzmitli ‘sol görüşlü’ bir arkadaş, ‘Ben seni nurcularla tanıştırayım. Sen ancak onlarla kalabilirsin’ dedi. O zamanlar ben 5 vakit namaz da kılıyordum. Zaten benim aradığım da aslında buydu. Beni aynı okulda son sınıfta okuyan Necati isimli bir nurcuyla tanıştırdı. Ve böylece ben emanetçiye bıraktığım eşyalarımı alıp Emekevler semtinde bir öğrenci evine yerleştim.

Bu arada ben gerek otelde kalırken, gerekse dershanede kalırken Yeni Asya’yı almaya devam ediyordum. Ve dershanede gazetenin membaını, beslendiği eserlerle tanışıp hemhâl olmaya başladım. Görüldüğü gibi beni iman ve ilim hazinesi eserler olan, helâket ve felâket asrının kötülüklerinden koruyan Risale-i Nur’la tanıştıran Yeni Asya gazetesidir.  Başlıktaki sorunun cevaplarından biri bu.  Bir vesile ile İngiltere’de bulunduğum 9 ay müddetince bile, haftada bir, geçmiş günlerin 7 adet gazetesini bana postayla gönderen eşim vasıtasıyla, gazetemi okumayı bırakmadım.

Gazetemi muhakkak bayiden alırım. Alamadığım, memleketimde bulunmadığım zamanlarda, gittiğim yerde gazetemi arar, bulmaya çalışır, bulursam alırım ve okurum. Aynı zamanda tabii ki, memleketimdeki bayi gazetemi benim için ayırır, geldiğimde onları da alırım. Okuduğum gazeteleri genellikle çay bahçelerine, kahvehanelere, şehir içi yolcu otobüslerine, hastanelerde bekleme salonlarına bırakıp, bir kişi bile (benim gibi) olsa, yazılarını okuyup ‘çarpılmasını’ ve Risale-i Nur’ı tanıyıp imanını kurtarmasını, var olan imanını kuvvetlendirmesini umarım.

Yeni Asya çok önemlidir. Bizim, yani Risale-i Nur’dan beslenen tüm Nur Talebelerinin medyadaki tek temsilcisidir. Zamanın mehdisini de, süfyanını da, deccalını da çekinmeden izhar eden yegâne gazetedir. Başlıktaki sorunun cevaplarından başka biri de bu idi. Özetle, Nur talebelerinin medyadaki tek sözcüsü, devamlı cephede, her an görevdedir. Çünkü artık yalnız gazeteyle değil, web siteleriyle de her saniye dine ve imana yapılan hücumlara karşılık verebilmektedir.

O halde her Nur Talebesi; Yeni Asya’yı, düzenli çıkardığı dergileri (Can Kardeş, Bizim Aile, Genç Yorum, Köprü) almalı, okumalı, okumuyorsa bile etrafındaki muhtaç olanlara verip okumalarını sağlamalı. Bizlerin, önümüzdeki yılda yapacağımız çalışmaların en birincisinin Yeni Asya’yı lâyık olduğu yere taşımak olduğunu tekrar tekrar hatırlatmak istiyorum. Bu da her okuyucunun bir okuyucu bulması ile olur. Haydi kolay gelsin…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*