Nefis terbiyesi, kardeşlik ve barış

Şiddet, terör ve savaş duygusal boyutta başlar.

Şiddetin kaynağı, haset, adavet, kin, öfke, nefret gibi olumsuz duygular; “Kuvve-i akliye, kuvve-i gadabiye, kuvve-i şehviye” gibi, sınırlandırılmamış üç temel duygu/yeteneğimizin ifrat ve tefritlerinden çıkar.

“Tagayyür, inkılap ve felâketlere maruz ve muhtaç şu insan bedeninde iskan edilen ruhun yaşayabilmesi için üç kuvvet ihdas edilmiştir. Bu kuvvetlerin, birincisi, menfaatleri celp ve cezb için kuvve-i şeheviye-i behimiye, ikincisi, zararlı şeyleri def için kuvve-i sebuiye-i gadabiye, üçüncüsü, nef’ ve zararı, iyi ve kötüyü birbirinden temyiz için kuvve-i akliye-i melekiyedir.

Lakin, insandaki bu kuvvetlere şeriatça bir had ve bir nihayet tayin edilmişse de, fıtraten tayin edilmemiş olduğundan, bu kuvvetlerin herbirisi, tefrit, vasat, ifrat namıyla üç mertebeye ayrılırlar. Mesela, kuvve-i şeheviyenin tefrit mertebesi humuddur ki, ne helale ve ne de harama şehveti, iştihası yoktur. İfrat mertebesi fücurdur ki, namusları ve ırzları payimal etmek iştihasında olur. Vasat mertebesi ise iffettir ki, helaline şehveti var, harama yoktur.

İhtar : Kuvve-i şeheviyenin yemek, içmek, uyumak ve konuşmak gibi füruatında da bu üç mertebe mevcuttur.

Ve keza, kuvve-i gadabiyenin tefrit mertebesi, cebanettir ki korkulmayan şeylerden bile korkar. İfrat mertebesi tehevvürdür ki, ne maddi ve ne manevi hiçbir şeyden korkmaz. Bütün istibdadlar, tahakkümler, zulümler bu mertebenin mahsulüdür. Vasat mertebesi ise şecaattir ki, hukuk-u diniye ve dünyeviyesi için canını feda eder, meşru olmayan şeylere karışmaz.

İhtar : Bu kuvve-i gadabiyenin füruatında da şu üç mertebenin yeri vardır.

Ve keza, kuvve-i akliyenin tefrit mertebesi gabavettir ki, hiçbir şeyden haberi olmaz. İfrat mertebesi cerbezedir ki, hakkı batıl, batılı hak suretinde gösterecek kadar aldatıcı bir zekâya malik olur. Vasat mertebesi ise hikmettir ki, hakkı hak bilir, imtisal eder; batılı batıl bilir, içtinap eder.” (Bediüzzaman Said Nursî, İşaratü’l-İ’caz,, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 29.)

İnsanda bulunan olumsuz duyguların mecralarına yönlendirilmesi, ulvi duyguların geliştirilmesi nefis terbiyesi ile mümkündür. “Ruh/duygu/nefis terbiyesi”, yani, “marefetün-nefs”, yani, insanın kendisini tanıması, bilmesiyle başlar. İnsan önce kendisiyle barışmalı.

İnsaniyetin ortaya çıkması müspet/olumlu/pozitif, ulvî duyguların yükseltilmesi; behimî (hayvanî) ve nebati yani olumsuz, negatif duyguların mecralarına yönlendirilmesiyle mümkündür. Ki, insanın dünyaya gönderilmesinin gâyesi imtihandır ve imtihanın gerçekleşmesi de buna bağlıdır.

Risale-i Nur, medrese, tekye ve zaviyeyi Kur’ân ahlakı okulunu evimize, işyerimize taşıyarak; nefsimizi/duygularımızı terbiye etmenin yollarını öğretiyor.

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Aslında baktığımızda Peygamber Aleyhisselam’ın gönderilme sebebi,

    Alemlere rahmet olmak prensibine dayanıyor,

    Yani Dinin Sebeb-i gönderilişi Cümle alemlere rahmet olması..

    Başta insan olarak tüm kainata hakikati ve dengeyi sunması..

    Rahmeten Lil Alemin Düstürundan yola çıkarak,

    Din Ancak Rahmettir,
    Ve rahmet ancak denge ile tesis edilir,

    Denge ise bahsi geçen 3 varlık kuvvetimizi müstakimde Dengede tutmakla olur diyebiliriz

    Yaani
    =

    Şehvet kuvvetini ibadet-î terbiye ile
    -oruç
    -Namaz
    -Zikir
    -ilim
    Meşru dairenin lezzetlerinde tutarak

    Gadabi Kuvveti yani sinirlerimizi ve tepkimizi Yerince kullanmak ile
    -küfre ve dalalete Karşı
    -Zalim ve zulme karşı
    -Nefis ve günahlara karşı..

    Akli Kuvvetimizi de
    -ilim ve marifet ve iman deryalarında ilerleyerek günlük haftalık aylık ilim Kur’An Tefsir Risale okumalarıyla demde tutmakla
    -Tefekkür etmekle
    -Öz muhasebe yapmakla
    -Mütalaa etmekle Zihni çalıştıracak Müspet meselelerle hem dem olmak..
    Düşünerek tahkiksel yaklaşarak neyi neden yaptığımız üzerine aklederek..

    Yani,

    Bu 3 kuvetimizi Müstskimce Dengelice Kullanmayı seçmekle biiznillah
    Hayatımızda dengeyi tesis edecek
    Ve Alemlere Rahmet olanın yolunda
    Hakikatin bir fedaisi olacağız..

    Biiznillah Bismillah

    Mevlam Her gün bize yeniden bahşedilen Alem-i Günümüzü Son güne dek Rahmetlendirmek ve dengelemek nasip kılsın..

    Selametle ve Muhabbetle Güzel insanlar

    🙂

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*