Neler kazanıyoruz, nasıl?..

Birinci vazifemiz imanımızı; tahkiki iman mertebelerine çıkarmak, sarsılmaz bir şekilde kuvvetlendirmek olduğu gibi, büyük bir teslimiyetle Rab- bimize tevekkül etmek ve O’nun rızasını kazanabilmek için çalışmak da bu vazifemizin tamamlayıcıları hükmündedir…

Yalçın kayalıklardan, büyük fırtınalardan, azim yer sarsıntılarından mürekkep olan bu ahirzaman fitnesinin, dalâletinin, sefahatinin hücumları, saldırıları ve yaralamalarına karşı en birinci silâhımız tahkiki imandır… Ancak tahkiki imanı elde ederek kalbimizi, ruhumuzu, aklımızı huzurlu ve rahat bir şekilde tutabilir ve kurtarabiliriz…

Bizleri ilmelyakîn, aynelyakin, hakkalyakîn mertebelerine çıkaran ve bunların dairelerinde tefekkürvari seyeran ettiren tahkiki imanımızla; her şeyde Cenâb-ı Hakk’ın varlığını, birliğini; O’nun rahmetinin ve şefkatinin tecellilerini; O’nun adaletinin, cemalinin ve hikmetinin güzelliklerini görebilir, şahit olabilir ve teslim olabiliriz…

Bütün bunların olabilmesi için asrın Bedii’sinin ders ve ikazlarına kulak vermemiz ve bunları hayatımıza yaşayarak geçirmemiz şarttır: “Bu zamanda en büyük bir ihsan, bir vazife, imanını kurtarmaktır, başkalarının imanına kuvvet verecek bir surette çalışmaktır…” Bizler bu fani dünyanın fani işleri arasına, bu bakîye bakan ve bakî olan işleri sığıştırmamız, yerleştirmemiz ve yapmamızın şart olduğunu bilmeliyiz ve günlük, haftalık, aylık, senelik programlarımızı buna göre düzenlemeliyiz…

Bu konuda yine Üstadımıza kulak verirsek:

“Hakaik-i imaniye her şeyden evvel bu zamanda en birinci maksad olmak ve sair şeyler ikinci, üçüncü, dördüncü derecede kalmak ve Risale-i Nur’a hizmet etmek en birinci vazife ve medar-ı merak ve maksud-u bizzat olmak lâzımdır…”

Kâinatta cemadat, nebatat, hayvanat, ateş, hava, su ve her ikram edilen nimetlerin en üstünde hayat nimetiyle muhatap olan insanın varlığının ve hayatının devamı ancak ve ancak ilmelyakîn, aynelyakîn, hakkalyakîn mertebelerinde seyeran ederek marifetullahı, muhabbetullahı ve lezzet-i ruhaniye ve zevk-i maneviyeyi elde etmesiyle hem dünyada, hem de ahirette saadetli, huzurlu olabilir…

Bu önemli hali elde edebilmek ise ancak: “binler belki yüzbinler talebelerin şirket-i maneviye-i uhreviyelerine hissedar olup, kendi işlediği hayırlar ve iyilikler cüz’iyetten çıkıp küllileşecektir…

Risale-i Nur okuma ve anlamaları bizlere bütün bu manaları ikaz edip, ders verip, anlattığı gibi bunların kazanımlarını da inşallah gerçekleştirecektir…

Rifat Okyay

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*