Netanyahu: Kuzu suyumu bulandırdı!

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Gazze Konvoyuna saldırı konusunda uluslar arası soruşturma komisyonundan kaçmak için kurduğu Turkel Komisyonu önündeki ifadesi, ilginç incilerle doluydu.

 

Türk hükümetiyle temas kurduklarını, ama Türkiye’nin konvoyu durdurmakla ilgilenmediğini, eylemcilere baskı yapıp vazgeçirmediğini, askerlerin büyük bir cesaretle kendi hayatları için ateş ettiğini, Gazze’de asla açlık ve insanî kriz olmadığını, tezgâhların yiyecek ve ilâç dolu olduğunu, ama nedense dünya kamuoyunun yanıltıldığını anlattı Komisyona Netanyahu.

Gördüğünüz gibi ne kadar masum İsrailliler. Gazze Konvoyu’ndaki beş yüz savaşçı (!) İsrail’i işgal etmeye gidiyormuş neredeyse.

Bu kadar yalana kimseyi inandıramayacağını anlayınca da önce topu Ehud Barak’a attı. Savunma Bakanı olarak saldırının komutası ve emir verme yetkisinin ona ait olduğunu savundu. Zira kendisi “çok önemli” bir toplantı için Amerika’ya gidiyormuş. Zaten Gazze’ye donanma kuşatması uygulanması fikri de ondan çıkmış.

Daha da acı bir itiraf; saldırıdan önce yedi bakan olarak yaptıkları toplantıda tek konunun saldırı sonrası dünya kamuoyunda bozulacak imajlarını nasıl düzeltileceği olduğunu açıklamasıydı aslında. Yani masum insanların ölecek olması umurlarında bile değildi.

Mavi Marmara’daki kurşun deliklerini macunla kapatıp boyayla gizlemek mümkün. Ama dünya kamuoyunun kalplerine ve aklı başında Yahudilerin vicdanlarına açılan çentikleri nasıl kapatacaksınız?

Görünen o ki; İsrail kendi kurduğu komisyon eliyle bazı gerçekleri itiraf etmek zorunda kalacak. Netanyahu’nun kendisini suçlamasına, büyük ihtimalle bugün komisyon karşısına çıkacak olan Barak, koalisyon ortağının bu suçlamaları karşısında elbette sessiz kalmayacak.

Böylece göstermelik komisyondan, gizlenmiş suçların itirafları çıkacak. Peki, bu sonuç İsrail’in Filistin’e uyguladığı ablukanın kaldırılması, Gazze’ye yapılan saldırıların tamamen durdurulması, insanî yardımın önünün açılması gibi önemli adımları sağlayacak mı?

Maalesef buna ihtimal vermiyoruz. Amerika’nın İran kozunu oynamaya karar vermesi sebebiyle, İsrail’in ABD nezdindeki itibarı hayli fazla. Yahudi propaganda makinası ise zaten hızla çalışıyor ve İHH’yı terörist örgüt olarak gösterme, saldırıda İsrail’in zarar gördüğü yalanına dünyayı inandırma çabalarını sürdürüyor.

Zaten asıl Filistin sorununun çözümünü İsrail’de aramak gibi bir yanılsamaya düşülmemelidir. Bu mesele İsrail’in insafına bırakılamaz. Filistin birliğini sağlayıp, İslâm ülkeleri de kendi gizli kalmış korkularını bir yana itip, Filistin’i samimî bir şekilde desteklerse, İsrail bu inadını sürdüremez. Bu mübarek Ramazan gününde hepimizin duası Filistin, Irak, Afganistan ve Pakistan başta olmak üzere, dünyanın çeşitli bölgelerinde zulüm altında inleyen Müslümanların çilelerinin bir an önce bitmesi.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*