Ey insan! Nimetin zevâlinden elem çekme. Çünkü rahmet hazinesi tükenmez. Ve lezzetin zevâlini düşünüp o elemden feryad etme. Çünkü o nimet meyvesi, bir rahmet-i bînihayenin semeresidir.
Beşinci Kelime
Lehü’l-hamd. Yani, hamd ve senâ, medih ve minnet O′na mahsustur, O′na lâyıktır. Demek nimetler O′nundur ve O′nun hazinesinden çıkar. Hazine ise daimîdir. İşte şu kelime şöyle müjde verip diyor ki:
Altıncı Kelime
Yuhyî. Yani, hayatı veren O′dur. Ve hayatı rızıkla idame eden de O′dur. Ve levazımat-ı hayatı da ihzar eden yine O′dur. Ve hayatın âli gayeleri O′na aittir ve mühim neticeleri O′na bakar; yüzde doksan dokuz meyvesi O′nundur. İşte şu kelime, şöyle fâni ve âciz beşere nidâ eder, müjde verir ve der:
Ey insan! Hayatın ağır tekâlifini omuzuna alıp zahmet çekme. Hayatın fenâsını düşünüp hüzne düşme. Yalnız dünyevî, ehemmiyetsiz meyvelerini görüp, dünyaya gelişinden pişmanlık gösterme. Belki, o sefine-i vücudundaki hayat makinesi, Hayy-ı Kayyûma aittir. Masarıf ve levazımatını O tedarik eder. Ve o hayatın pek kesretli gayeleri ve neticeleri var ve O′na aittir. Sen o gemide bir dümenci neferisin. Vazifeni güzel gör, ücretini al, keyfine bak. O hayat sefinesi ne kadar kıymettar olduğunu ve ne kadar güzel faydalar verdiğini ve o sefine sahibi Zâtın ne kadar Kerîm ve Rahîm olduğunu düşün, mesrur ol ve şükret. Ve anla ki, vazifeni istikametle yaptığın vakit, o sefinenin verdiği bütün netâic, bir cihetle senin defter-i amâline geçer, sana bir hayat-ı bâkiyeyi temin eder, seni ebedî ihyâ eder.
Yedinci Kelime
Ve yumît. Yani, mevti veren O′dur. Yani, hayat vazifesinden terhis eder, fâni dünyadan yerini tebdil eder, külfet-i hizmetten âzâd eder. Yani, hayat-ı fâniyeden, seni hayat-ı bâkiyeye alır.
İşte şu kelime, şöylece fâni cin ve inse bağırır, der ki:
Sizlere müjde! Mevt idam değil, hiçlik değil, fenâ değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedî değil, adem değil, tesadüf değil, fâilsiz bir in’idam değil. Belki, bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır. Saadet-i ebediye tarafına, vatan-ı aslîlerine bir sevkiyattır. Yüzde doksan dokuz ahbabın mecmaı olan âlem-i berzaha bir visal kapısıdır.
Mektubat, 20. Mektub
Benzer konuda makaleler:
- Vazifeni güzel gör, ücretini al!
- Hayatın ağır tekâlifini omuzuna alıp zahmet çekme
- Sizlere müjde! Ölüm yokluk değil…
- Nimetler O’nundur ve O’nun hazinesinden çıkar
- YÂ HAMÎD!
- Ey insan! Sen kendini kendine mâlik sayma
- Hayatı veren ve rızık ile devam ettiren O’dur
- Şükür nedir?
- Madem O var, her şey var
- Şahidin var mı Ey Mü’minlerin Emiri
Kur’an’ı çağa tefsir ederek, “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, bu dünyadaki vazifem nedir?” sorularına cevaplar sunan, “iman-ı tahkiki”, “ahlâk” ve “istikamet” rehberi Risale-i Nur Külliyatı’nın müellifi.
İlk yorum yapan olun