“Ameller niyetlere göredir” hadisi; “Niyetlerinizle kendinizi nasıl programlarsanız, işlerinizi de ona göre gerçekleştirir, sonucu da ona göre alırsınız” demektir. Yoksa “Hangi fiiller içerisinde olursanız olun, niyetiniz iyi, halis, samimî ise, mutlaka sonuç alırsınız, sevap kazanırsınız!” anlamı taşımaz.
Hikmet dünyasında yaşadığımızı ve her şeyin sebeplere, fiillerimizin de niyetlerimize bağlandığını unutmayalım. İşte burada şartlardan birisi de, niyetle fiiliyatın, yani, pratiğin, uygulamanın, çelişmemesi gereğidir. Çünkü “niyet iyi, doğru; fakat amel/pratik yanlış” 3 ise, sonuç negatif olacaktır.
Niyetin doğru, uygulamanın yanlış olmasının, yanlış neticeler doğuracağı açık. Çünkü niyet, fiilî sonuçları değiştirmez. Yani, fiilen yapılması gereken bir işte niyetin önemi yoktur. Daha doğrusu, vesilelerde niyetin tesiri pek azdır. 4
Meselâ, “A” bölgesine gitmeye niyet ettiniz. Niyetiniz ne kadar halis, kesin, sâfî olursa olsun, “B” bölgesine giden bir vasıtaya binerseniz, hedefinize asla ulaşamazsınız. Bilâkis uzaklaşırsınız. İstanbul’a gitmeye niyet edildi. Fakat İzmir’e giden vapura, Erzurum’a giden trene, Van’a giden uçağa binilirse ve gerçekten de “Niyetim çok halis ve samimî, İstanbul’a gideceğim!” demekle İstanbul’a gidilmez.
Sosyal faaliyetlerde ve imanî hizmetlerde de bu böyledir. Bu durum hem ferdî, hem de içtimâî hayatımız için geçerli önemli bir prensiptir. Niyet, maddî sebep ve şartları yüzde yüz etkileme gücüne sahip değil ki, niyetle sebepler çakıştığı, ters düştüğü zaman istenilen sonuç alınabilsin.
“Niyetin, amelden daha hayırlı olması” ise, önemli olan niyet ve düşüncelerin doğru, samimî ve düzgün olması demektir. Elbette, bir düşünce uygulamaya, pratiğe geçirilirken birçok eksiklikler ve aksaklıklar olabilir. Her şeyi dört-dörtlük yapmak mümkün değildir.
Ancak, niyetlerimiz ne kadar iyi, doğru, hayırlı olursa; sonucu da o kadar güzel, kesin ve hayırlı olur. Rabbimiz bizleri niyetlerimizle de imtihan etmektedir. Ancak, kimi zaman iyi niyetlerimiz, başkalarının iyiliğine olmaz. Niyetlerimizin gerçekleşmesini de Cenâb-ı Hak takdir ettiği için, önemli olan onların olumlu, güzel ve hayırlı olmasıdır.
Yarın niyet-iman bağlantısı üzerinde duralım inşâallah.
Dipnotlar:
1- Buhârî, İman: 41; Müslim, İmâre : 155.
2- Câmiü’s-Sağîr, 6:291, 292; Ramûzü’l-Ehâdis, s. 453; Kenzü’l-Ummâl, 3:419, hadis no: 7236. 3- Bediüzzaman Said Nursî, Münâzarât, s. 94. 4- Nursî, Sözler, s. 325.
Benzer konuda makaleler:
- Niyet-iman bağlantısı
- Niyetin mahiyeti, fiil ve duygularımıza etkisi
- Niyetin çeşitleri ve etkileri
- İbadet ve duânın niyetle ilişkisi
- Niyet; tevazu, tekebbür, ferah ve kederi nasıl bozar?
- Niyet-i sadıka ve ihlâs
- İyi niyetle cinayet işlenmez
- Sen Et Niyazını
- Mü’minin niyeti amelinden hayırlıdır
- Niyetin kimyası
İlk yorum yapan olun