Nur dairesinde soluklanmak

“Ruhumda büyük bir boşluk hissederek, okuyacak kitap ararken, Risale-i Nur’u okuduğum zaman elimde olmayarak ondan ayrılamadım. Kalbimdeki o büyük ihtiyacı Risale-i Nur eserlerinin karşıladığını hissettim.”                 (Zübeyir Gündüzalp)

Risale-i Nur okumak, kendimizi okumaktır. Risale okumak hayatı okumaktır aslında. Hayatı, Kur’ânî bir pencereyle okuyabilenler, Nur aşığı olurlar, Nur dairesinin pervanesi haline gelirler.

Daire-i Nur’da olmak, daire-i Nur’da yürümek ne güzel. Bütün güzel hasletlerin, bütün güzel kelâmların, bütün güzel duyguların birleştiği Nur deryasına yakın olmak ne anlamlı, bu dairede nefes almak ne kadar hoş.

Fani âlemlerin sıkıntısını ebedî âlemlerin neşesine tebdil eder Nurları okumak. Nur derslerinde soluklanmak, saadet-i ebediyede nefes almak gibidir. Halil Uslu Ağabeyimizin naklettiğine göre, Zübeyir Ağabeyimiz, risaleleri hatmettiği Halıcı Sabri Ağabeyin dükkânının üst katındaki mahal için “Daima Cenâb-ı Allah’a duâ ediyorum ki, eğer Cenâb-ı Allah bana cennette bir yer verecekse, evvela Halıcı Sabri Ağabeyin bu odasını versin. Çünkü ben burada Nurlara kavuştum, Nurları hatmettim, ayrı bir hayata kavuştum.” demiştir.1 Cennetten daha güzel, selsebilinden daha tatlı, hurilerinden daha şirindir Rıza-i İlâhî.
***
Bu yazının sebeb-i vücudu ise daire-i Nur’un ehemmiyetini bir kez daha anlamama sebep olan iki olay aslında.

İlk müjdeli hadiseye, lise yıllarında derslerimize gelip giden bir arkadaşımızla yıllar sonra yaptığımız telefon görüşmesinde şahit oluyorum. Arkadaşım, o zamanlar o sohbetten aldığı tesiri anlatınca hayretler içinde kaldım. Kendisinin Nur sohbetinden istifadesinden ve bundan duyduğu memnuniyet ve minnettarlıktan başka, evine döndüğünde ailesi de sohbette neler anlatıldığını sorarlar ve dikkatle dinlerlermiş. Ablaları o vesile ile namaza başlamışlar. Nur dersindeki samimane sohbetlerin ve kardeşliklerin böyle güzel yansımaları olduğunu yıllar sonra gelen samimî bir itirafla öğrenmiştim. Nur hâle hâle yayılmış, muhtaç ruhlarda tesirini icra etmişti. Bu güzel neticeden “vazifemizi yapmak ve vazife-i İlâhiyeye karışmamak” dersini bir kez daha alıyordu nefsim.

İkinci olay ise Ümraniye Genç Mezunlar Müzakereli sohbetimizde yaşanıyordu. Ders başlayalı çok olmamıştı ki elinde çantasıyla gelen zat kısaca kendini tanıttı ve kendisine Nurları tanıtan ağabeyi zikrettikten sonra bir köşeye oturdu. Heyecanlı hali belli oluyordu. Dersten sonra tanıştığımızda Nurlarla meşguliyetinin 15 günlük olduğundan bahsetti. Kendisine Risale-i Nur’u ve Bediüzzaman’ı tanıtan ağabeyimizle konuşmasından sonra risalelerden bazı parçalar okumuş ve araştırmalar yapmış. Akademisyen ve bilim insanı özelliğini taşıyan bu zat risalelerdeki “İnsanın hayvan kadar lezzet alamayacağı” bahsine değindi ve “Hayvanın aklı olmadığı için her seferinde mükemmel bir lezzet alır. Her tadışta ilk kez lezzet alıyormuş gibi lezzet alır. Böyle bir ifade beni çok etkiledi. Bunda çok ilmî bir bakış açısı var.” mealinde meramını ifade edince hayretler içinde kaldık. Bu parçayı okumamıza ve aşina olmamıza rağmen, hiç risalelerle yeni tanışan bu zat gibi bakmamıştım. Nur’un dersleri yeni bir dimağda tesirini gösteriyordu. Bu hâlet ise bize de sahip olduğumuz nimetlerin kıymetini bir kez daha idrak ettirmişti. Şevke medar olmuştu, daire-i Nur’la yeni tanışan bu zatın hatıraları.
***
Yurdumuzun birçok yerinde “Risale-i Nur Okuma Programları” yapılıyor. Bunlara ilâveten birçok mahalde “Külliyatı Bitirme Programları” düzenleniyor. Bu sene liselilere yönelik ‘4. Külliyat Bitirme Programı’, kâinatın sinesini açtığı yeşillikler içinde bir mekânda, Sakarya Geyve’de yapılacak. Yine İstanbul ekibinin organize ettiği liseli ve üniversiteli öğrencilere yönelik Külliyat Bitirme programı 10 Temmuz-30 Temmuz arasında Bolu Aladağ’da yapılacak. Konya’da da bölgesel Külliyat Bitirme Programı yapılacağı haberini aldık. 25 Haziran-25 Temmuz tarihleri arasında üniversiteli öğrencilere yönelik Ankara ekibinin düzenleyeceği külliyat bitirme programı ise Zübeyir Ağabeyimizin meskat-ı re’si olan Ermenek’te yapılacak. Aynı şekilde İstanbul’da risaleleri anlamaya yönelik 1 aylık “hızlı eğitim” programı yapılacak.

Hâle hâle yayılan programları, özellikle külliyat bitirme programlarını tebrik ediyoruz. Daire-i Nur’da yürüyen herkese selâm olsun.

Dipnot:
1- Bediüzzaman’ın Sadık ve Kahraman Talebesi Zübeyir Gündüzalp, İbrahim Kaygusuz, Yeni Asya Neş. s. 82.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*