Nur mesleği ve Demokratlara nokta-i istinat olmak

Nur Mesleğinde parti kurarak yönetime talip olup, siyaset yoluyla dine hizmet metodu yoktur.

Asr-ı Saadette olduğu gibi tabandan başlayan iman ve Kur’ân endeksli bir hizmet metodu vardır. Mesleğin siyasete bakış tarzında vatan, millet ve Kur’ân hesabına, gerçek Demokrat siyasî cereyana nokta-i istinat olmak vardır.1

Üstadımız Bediüzzaman, ahir zamanın Mehdisi, Müceddidi ve Müctehidi olması hasebiyle, iman, hayat, Şeriat safhaları çerçevesinde siyasî alana taalluk eden vazifesi de vardır. O bu vazifeyi, parti kurarak devlet idaresine talip olma, ya da Bürokraside kadrolaşma şeklinde değil, Eski Said, Yeni Said ve Üçüncü Said hayat devrelerinde görüldüğü gibi, devrin siyasîlerine yol gösterici ve yanlışları ikaz edici mahiyette mektuplar yazarak yerine getirmiştir.2 Diğer taraftan Nur Talebelerinin siyasî savrulma yaşamamaları ve doğru istikamette yürümeleri için, içtimaî ve siyasî ölçüleri, Münâzarât, Divan-ı Harb-i Örfi, Sünûhat adlı eserlerinde ortaya koymuştur.

Nur Talebeleri, 1980’e kadarki süre içinde, bu ölçülere sadâkat gösterip doğru siyasî tercih yaptıkları için, dini siyasete alet eden cereyan pek etkili olmadı. Onlar, Demokrat güçlere tam kadro destek verdikleri için o güçler, vatan sathını fabrikalar, yollar, barajlar, köprüler ile donatarak maddî kalkınmayı sağladıkları gibi; İHL, Kur’ân Kursları, İlahiyat Fakülteleri kurup yaygınlaştırarak dine, onu siyasete alet etmeden hizmet etmişlerdir. Diğer taraftan Demokrasiyi; insan hak ve hürriyetlerini uygulayarak İnsanları kamplaştırmadan, gerilim ve çatışma yaşanmasına sebep olmadan, ülkede içtimaî huzur ve istikrarı tesis etmişlerdir.

Ne zaman ki Nur Talebelerinin çoğu, zındıka komitesi ve darbecilerin oyununa gelip, Nur Mesleğinin siyasî ölçülerini göz ardı edip, Demokrat olmayan, dindar kimlikli güçlere destek olmaya yöneldiler, onları gören değer dinî gruplar da aynı hatayı yapınca işler karıştı; ülkede siyasî ve sosyal denge bozuldu. Bunun neticesi olarak din ve dinî hizmetler büyük zarar gördü. Ülke içeride çatışma, gerilim ve kaos içinde bocalama yaşarken, Hür dünya nezdinde saygınlığı kaybolarak Demokrasinin olmadığı, Ortadoğu’nun geri kalmış bir ülkesi derekesine sukut etti.

Sözün Özü: Millet ve ülkenin huzura kavuşması, işlerin tekrar rayına oturması için, Nur Talebelerinin Nur Mesleğine sadâkat göstererek Külliyattaki siyasî ve içtimaî ölçülerde tekrar ittihat ederek diğer ehl-i dine örnek olmaları; ayağa kalkıp ülkeyi normalleştirmesi için yeniden gerçek Demokrat siyasî akıma nokta-ı istinat olmaları lâzımdır.

İbrahim Ersoylu

Dipnotlar:
1 – Emirdağ L. 2, s. 527; A.g.e. s. 545; A.g.e. s. 492.
2 – Emirdağ L.1, s. 267 ; Emirdağ L. 2, s. 746, 752.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*