Nur’a mektup

2 Mayıs 2016. Yeni Asya 3. Gazetecilik Semineri. Nur Ablayı ilk o zaman tanımıştım.

Gazete binasına ilk girdiğimde onun enerjisini hissetmiştim. O kadar azimli, çalışkan, neşeli biriydi ki şaşırmıştım. Aslında ondan daha önce Yeni Asya ailesine katılmama rağmen onun gibi olamadığım için utanmıştım kendimden. Dâvâsını, hakkı, hakikati bu kadar savunması. Her sabah gazete binasına bizimle geliyordu. Beraber haberler yazıyorduk. Haber konusunda o kadar başarılıydı ki onu hayranlıkla dinliyordum. Keşke Nur Abla gibi başarılı bir gazeteci olabilsem diye geçirirdim içimden. Yeni Asya’ya gazeteye, dâvâma Nur Abla vesilesiyle daha çok bağlandım. Seminer bittikten sonra da irtibatımızı hiç koparmadık. Neredeyse her gün konuşuyorduk. Ta ki tutuklanma kararı çıkana kadar. Haberi duyduğumda beynimden vurulmuşa döndüm. Nur Abla gibi başarılı bir gazeteci hangi gerekçe ile tutuklanabilir diye. Sözde gerekçeleri (!) okuyunca Nur Ablanın bir kez daha ne kadar başarılı bir gazeteci olduğunu anladım. Nur Ablacığım duydum ki artık gazete alabiliyormuşsun. İçimden geçenleri yüzüne söylemediklerimi buraya yazmak istedim. Seni çok övdüğüm için kızacaksın, ama bu kelimeler bile az senin için. Bunları yazarken o günler geldi aklıma duygulandım, ama sen çıkınca daha güzel günlerimizin olacağına inanıyorum. Biliyor musun gazeteci olmaya karar verdim. İnşaallah Rabbim Yeni Asya Gazetesi’nde beraber çalışmayı nasip eder. “Şu âlemde mü’minin mü’mine karşı en büyük yardımı duâ iledir.” Duâlarımız seninle ve senin gibi bütün masum insanlarla. Duâlar sizler için sel oldu. Kendin gibi, çok güzel şeylere vesile oldun. Bir an önce aramıza dönmen dileğiyle…

Kübra Ünüvar

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*