“Nur”dan kimseye zarar gelmez!

Biz Haydar’a “Haydar” demesini biliyoruz da Haydar, sen “Haydarlık” değil “Haydoluk” yapıyorsun hep. Onun için sen Haydar olana kadar “Haydo” olarak tesmiye edileceksin tarafımızca.

Şimdi dinle ey Haydo!

Öncelikle bilmelisinki “Nur”dan kimseye zarar gelmez..” Gelirse huffaşa gelir..” Nur karartmaz, aydınlatır.. Nur yakmaz, ısıtır..

Önce elimizden Risale-i “Nur”umuzu aldın, ama Cenâb-ı Hak müsaade etmedi, elinden alıp geri millete iade etti. Şimdi de gelmiş, adı “Nur” kendi “Nur” mesleği “Nur” sureti “Nur” sireti “Nur” olan Nurlarla bezenmiş olan Nur kardeşimizi, hemşiremizi gecenin bilmem kaçında cebren “içeriye” alıyorsun. Ey Haydo! Neden bilmezsin ki orası da “Nur”dur. Bizce mapushane Medrese-i “Nur”iyedir. anlasana, “Nur”dan “Nur”a zarar gelir mi hiç (!) çabaların boşadır.

Güya korkutmak mı amacın? Güya zarar vermek mi mesleği Nur olan Nurculara veya adı “Nur” olan bacımız ve dâvâ arkadaşımız “Nur”a (!) Güya mesaj mı veriyorsun “akıllı olun” diye, aklınca. Heyhat! Bizim aklımız Kur’ân ve Risale-i Nur’dur. Onlardan âlâ akıl mı vardır? Onlara ittiba edenden âlâ âkıllı mı vardır? Teşbihte hata olmasın, akıllı adam aklını senin yani gaddar ve zalim siyasetinin değil Rahman, Âdil ve Rahim olan O’nun (cc) emrine verir! Bil ki “Nur”, içeride olmaktan değil, hizmet-i Kur’âniye’de geri düşmek endişesinden dolayı üzülmektedir. Lâkin orası da Nur’un medresesi olduğundan mütevellid geri de düşmemektedir. Orası Nur olmasa ne olacak? Nurun girdiği heryer Nurlanır.

Ve bütün Nur Talebelerine sesleniyorum!

Ey hâzır zamanın miras yedileri! 1924’ten beri Bediüzzaman’ın.. 60’tan 71’e Gündüzalp’in.. 71’den 80’e 90’a ta 2017’ye yani günümüze kadar da bütün ağabey ve kardeşlerin mirasını yediğiniz artık yeter! Elimizdeki Nur her derde deva bir reçetedir bunu siz de bilirsiniz! Reçeteyi sadece okumak mıdır asıl gaye? İçindeki tılsımları aklımıza ve kalbimize zerk etmezsek o ilâçlar kâr eder mi? Üstad Hazretleri ve gelip geçen bütün Nur Talebeleri vazifelerini yapıp göçüp gitmişler âlem-i bekaya.. Sıra sizdedir! Kur’ân’a hizmet sadece kenara geçip okumak değildir. Okuduğu ile amel etmektir. Ahirzamanın Türkiyesinde, okuma oranlarının yerlerde gezdiği bu zaman ve topraklarda, mesleği okumak üzerine inşa edilmiş olan bir dâvânın adamlarına okuduklarını idrak etmek, onlarla amel etmek ve onları başkalara anlatmak düşer! Ve en birinci söz hakkı da onlarındır. Konuşun! Zira “Birşeyin şerefi neslinde değildir, zatındadır. Birşeyin aslını gösteren semeresidir. Birinin malına başka mal—velev kıymetli de olsa—karışırsa, malını kıymetsiz ettiği gibi, haczetmesine dahi sebep olur.”1 Hafazanallah!

Evet konuşun ve deyin ki: “Adalet-i mahza mümkünken adalet-i izafiye tatbik edilmez”

Evet konuşun ve deyin ki: “Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam”

Evet konuşun ve deyin ki: “Hak haktır küçüğe büyüğe bakılmaz”

Evet konuşun ve deyin ki: “Zalimler için yaşasın Cehennem”

Deyin ki elinizdeki Nurlar Cenâb-ı Hak tarafından haczedilmesin!

Son söz:

Kulaklarım yırtılacak sabır, mazlûmların sessiz sesinden!

Kimi meczup kimi sağır, Zalimlerin zalimliklerinden!

Dipnot:
1- Muhakemat.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*