Nursî Ailesi ve eğitimi-3

Nursî ailesine mensup fertlerin eğitimleri ile alâkalı olarak, baba Sofi Mirza Efen- di’nin gösterdiği hassasiyet, anne Nuriye Hanım’da da görülmektedir.

Onun, doğduğu köy olan Bilkan ve çevresinde olduğu gibi, Nurs Köyü ve çevresinde de hanımefendiliği, bilgisi, nezih tutum ve davranışıyla, örnek bir hanım olarak görülmüş, tanınmış, saygı ve hürmete mazhar olan birçok hususiyetlere sahip olduğu Nurs Köyü’nde yaptığımız tesbitlerden de anlaşılmaktadır.

Köyde ona kısaca, Nure denilirdi. Uzaktan akraba silsilesine dahil, Nurs Köyü’nde oturan bir çok yaşlıların ifadesine göre, Nuriye Hanım evlâtlarıyla yakından alâkadar olur, onların eğitimlerine de olumlu yönde katkılarda bulunurmuş. Bu hususta, aslen Nurslu olan, İstanbul’da oturan, Sofi Mirza’nın Ağabeyi olan, Mehmi’ye dayanan A. Baki Okur’da, Nuriye Hanım’ın bu güzel hususiyetlerini, köydeki yaşlılara dayanarak bizimle paylaşmıştı.

Nuriye Hanım, aslen Hizan’a bağlı Bilkan Köyü’ndendir. Bilkan Köyü, Nurs Köyü’nün Hizan taraflarına düşer ve Nurs Köyü’nden yaya olarak gidildiğinde azamî üç saatlik bir mesafede bulunmaktadır. Evlâtlarına karşı son derece şefkatkârane davranan Nuriye Hanım’ın dördüncü evlâdı olan Said’in, annesiyle alâkalı, manidar bir beyanı mevcuttur.

“Merhamet ve acımayı annemden öğrendim” demesiyle birlikte şunları da ifade eder: “Ben dokuz yaşından beri şefkatli validemi görmediğimden, sohbetinde bulunamadım. O hürmetli muhabbetten mahrum kaldığım…”1

Evlâtlarından olan Said’in annesi ile alâkalı ifade ettiği özelliğinden de anlaşıldığı gibi, muhtereme birçok güzel ve olumlu hususiyetlere sahip olduğuydu… Nuriye Hanım bütün çocuklarını, Kur’ân ve Sünnet ışığında terbiye ederek, ilk muallim vasfını da almıştır. Nuriye Hanım’ın çocuklarının eğitimleriyle alâkalı oldukça manidar bir ifadesi de mevcuttur. Nuriye Hanım’a sorarlar; “Senin bütün çocuklarının bu kadar zeki olmasında, onların terbiye sistemindeki metodun nedir?”

O da: “Hayatımda, kadınlığa mahsus şer’i mazeretler dışında, hiçbir teheccüd namazımı kaçırmadım ve çocuklarımı abdestsiz emzirmedim” diye cevap vererek çocuk yetiştirmede ebeveynin dinî hayatının ne kadar önemli olduğu gerçeğini bizlere göstermiştir”2

1913 yılında, Nurs Köyü’nde vefat eden Nuriye Hanım’ın mezarı, Nurs Köyü Mezarlığı’ndadır. Nuriye Hanımla alâkalı yazımızı, dördüncü çocuğu olan Said’in muhtereme annesiyle alâkalı bir beyanı ve değerlendirmesiyle bitirelim.

Şöyle ki: “Ben bu seksen sene ömrümde, seksen bin zatlardan ders aldığım halde, kasem ediyorum ki, en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi, merhum validemden aldığım telkinat ve mânevî derslerdir ki, o dersler fıtratımda, adeta maddî vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş. Sair derslerimin o çekirdekler üzerine bina edildiğini aynen görüyorum. De- mek, bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma merhum validemin ders ve telkinâtını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esasiye müşahede ediyorum.”3

İşte günümüze fevkalâde örnek olabilecek bir ailenin, örnek bir annesi Nuriye Hanım ve eğitim anlayışı…

Bu eğitim anlayışından yararlanılması dileğimizdir.

Dipnotlar:
1- Emirdağ Lâhikası-2, s.181.
2- Mufassal Tarihçe-i Hayat, A.Kadir Badıllı:1, s. 59.
3- Lem’alar s. 247.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*