Şimdi eğer bir mü’minin Müslümanın bir gayeyi hayali yoksa; Allah’ın rızasını kazanmak, ubudiyet ve taatte muvaffak olmak hizmetlerde berdevam olmak gibi yüce, ali gaye ve hedefler…
O mü’minin, Müslümanın iki elinin arasına başını alıp düşüneceği tam zamanıdır. Hem de çok acil bir şekilde…
Bizler saadetten mutluluktan dünya ve ahiret lezzet ve zevklerinden bahsedebiliyorsak; o vakit kendimizi inançta, imanda, ubudiyette ve rıza-i İlâhî yolunda büyük bir kaynağı elde etmiş sayabiliriz. Bunların haricindeki bütün ameller, ancak bizleri oyalayan oyuncaklar gibidir. Akıl nimetini öne koyarak boşa kürek çekmemeye çalışmalıyız.En ufak dünya işimizde dünyevî meşgalelerimizde düzenli ve disiplinli olmaya gayret ederken; ebedî bir âlemin ebedî hayatıyla alâkalı işlerimizde, amellerimizde de çok disiplinli olmalıyız düzene, nizama, itaate ve ubudiyete azamî derecede uymalıyız…
Tembelliğin bizi sardığı ve sevdiği ilk nokta bizim onu sevmemizle başlar. Çalışma azim ve dirayetiyle bu yakışıksız maniyi bertaraf edebilmeliyiz. Öyle ya azmin önünde hangi engel dayanabilmiştir ki…
Hani fırsatı kaçırma derler ya!.. İşte hayat rızık ve ebedî saadet gibi fırsatlar bizlere ubudiyet ve taat yoluyla sunulmuş.. Buyurun fırsatı kaçırmayalım. Çünkü her birimiz için dünyadaki kazanılmış hiçbir değer ahiret hesabına kabullenilemez…
Kalbimiz sadece vücudumuza kan pompalamak için verilmemiştir. Bizler hasbi bir kalbi duygu ile ahirete dair amellerde muvaffak olabilmek için kendimizi motive edebilmeliyiz. Kimseden bu motivasyonu beklememiz gerekmemektedir..
Dünyadaki en basit işi; ağzımıza ekmeğimizi götürebildiğimiz yapabildiğimiz gibi Allah’ın her türlü kolaylık ve ihsanla sunduğu ahirete dair istediği amellerimizi de o kolaylık ve rahatlıkla kabullenip yapabilmeliyiz. Zaten kimse zoru başarmamızı istemiyor; kolay olan, zahmetsiz ubudiyet yolunda rıza-i İlâhiyi kazanmada başarılı olmamız gerekiyor..
Bizler eğer Allah’ı seviyorsak O’nun emir ve yasaklarını da seviyoruz demektir. Öyle ise hiçbir vaki sevgimizi; Allah’ın sevgisinden koparacak ayıracak ameller ve itaatsizliklerle kesmeyelim.
Hayatı veren rızıklandıran ve bizi seven Rabbimizi bizde kâinatın zerrelerinin vücudlarının mürekkâbatları adedince sevelim inşallah…
Benzer konuda makaleler:
- En büyük ders, en büyük tokat
- Dünyayı en az zararla geçmek…
- Bir dahaki Ramazan ayı demeden
- Ümidimiz ve çalışmalarımız
- İki cihan saadetine talip bizler!..
- En güzel gayret ve çalışma
- O’nu tanıyarak; O’nun yolunda…
- İmanlı bir hayat ve meyveleri
- En kuvvetli iman; en kuvvetli sevgi…
- Cemaat fikrinin kudsî daireleri
İlk yorum yapan olun