Oku emrini hayata geçirmek

Bu gün ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntıların ana sebeplerinden birisi de toplumumuzda okuma oranının çok düşük olduğu gerçeğidir.

Yapılan istatistikler maalesef bunu gösteriyor. Toplumumuzun her bir ferdi günde ortalama beş saat televizyon seyrettiği halde, yılda ortalama 6 saat kitap okuduğu tesbit edilmiştir. Buna benzer istatistikler çoktur maalesef. Hiç biri de iç açıcı değildir. Okumak ülkelerin gelişmesi insanların kültür seviyesinin yükselmesi ile doğru orantılıdır.

Bugün devletimiz belediyelerimiz veya gönüllü kuruluşlarımız hakikaten toplumumuza önemli hizmetler sunuyorlar. Elbette bunlar her türlü takdirin üzerindedir. Ama maddi ihtiyaçlarından daha önemli bir ihtiyaç var ki, o da akılların, ruhların,kalplerin ve hissiyatların doyurulmasıdır. İnsan sadece maddeden ibaret olmadığı için ihtiyaçları da sadece maddi ihtiyaçların karşılanması ile bitmez.

İlk insan Hz. Adem’in 10 sayfalık bir kitapla vazifelendirilmesi, insanların kitapsız idare edilemeyeceğinin bir göstergesidir. Hangi büyük insanın hayatını incelerseniz, onun özellikle bir kitaba inandığını, dayandığını görürsünüz. Dünyayı insansız düşünemediğimiz gibi, insanı da kitapsız düşünemeyiz . Esasında kitaplar sessiz bir fabrikadır.

Diğer taraftan Osmanlı padişahlarından Yavuz Sultan Selimin sefere giderken katırlar üzerinde kütüphanesini taşıması, imparatorluğu nasıl kurduklarını bu kadar uzun süre nasıl idare ettiklerinin bir ifadesidir.

Osmanlı devrinde bütün sosyal hizmetler gibi kütüphane hizmetleri hayır sahibi kişilerce kurulan vakıflar vasıtası ile yürütülüyordu. Halkın kitap ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuş kitap ve kütüphane vakıfları vardı

Ayrıca Kur’an’da emrettiği gibi, “hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?” Yine peygamber efendimiz (asm) “sakın cahillerden olmayın” diyerek sahabelerin ilimle meşgul olmasını istemiştir. “Âlimler peygamberin varisleridir” buyurmuşlardır. İlim öğrenmenin her Müslüman’a farz olduğunu ifade etmişlerdir.

Geçmiş tarihe baktığımızda onuncu asırda Endülüs’de Halife El Hakim’in kurduğu kütüphanede kitap sayısı 500 bini buluyordu. Devlet başkanlığının kitaplığında 100 bin cilt kitap bulunuyordu. Aynı tarihlerde Fransa Kralı Charles kurduğu kütüphanede kitap sayısı 900 yüzü bulmuyordu.

Bu örnekler de gösteriyor ki ülkelerin ve insanların maddi ve manevi gelişmesi okumakla doğru orantılıdır.

Asrın mütefekkiri Bediüzzaman Hazretleri diyor ki “üç düşmanımız var cehalet, zaruret (fakirlik ) ve ihtilaf, bu üç düşmana karşı sanat marifet ve ittifak silahıyla karşı koyacağız.”

Peki, cehaleti yenmenin yolu okumak, fakirliği yenmenin yolu okumak, ihtilafı yenmenin yolu okumak sanatta ilerlemenin yolu okumak, ilimde ilerlemenin yolu okumak, ittifakı sağlamanın yolu okumaktan geçer..

Okumak derken sadece fen ilimlerini değil Bediüzzaman Hazretlerinin ifade ettiği gibi hem fen hem din ilimlerinin bir arada okutulduğu projeler bir an önce bütün ülkede uygulanmaya konulmalı.

Yunus Emre’nin sözlerinde anlaşılacağı üzere “ilim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir , sen kendini bilmezi sen bu nice okumaktır.”

Maalesef istatistikler açıkça gösteriyor ki okuma oranında son sıralarda yer alıyoruz.

yYllardır terörle mücadeleye harcanan paranın dörtte bir insanların okumasına harcansaydı hem insanlarımız ölmez hem kaynaklarımız heba olmazdı.

çözüm: devlet okuma oranını en az gelişmiş ülkeler düzeyine çıkarmak dinimizin ilk emri olan okumayı hayata geçirmek.

Bunun için yapılması gerekenler:

Her mahalleye okuma salonları açılmalı .

Devlet kütüphaneleri mimari özellikleri ile donanımları ile her yaş ve seviyeye hitap eden kitapları ile bir cazibe merkezi olmalı.

Kütüphaneleri geldiğinde her türlü sosyal ihtiyaçlarını gidereceği konferansların, seminerlerin sinevizyon gösterilerin yapıldığı çocukları ile vakit geçireceği onlara okumayı sevdiren programların yer aldığı merkezler olmalı.

Güler yüzlü kültürlü elamanlar istihdam edilmeli.

Belediyeler imarı yaparken okul cami park yerlerini planladığı gibi her mahalle için kütüphanelere de planda yer vermeli.

Kütüphaneler klasik memur zihniyetinden uzak özel işletmecilik anlayışı ile işletilmeli.

Özellikle çizgi filmlerde okumaya özendirici yayınlar yapılmalı.

Kütüphaneler gözden uzak kuytu yerlerde değil, merkezi ulaşımı kolay yerlerde olmalı albenisi olmalı.

Özel kütüphanecilğe önem verilmeli özel kütüphaneler açılması için teşvik edilmeli, bu konuda gerekli kanuni düzenlemeler yapılmalı.

Köylerin kütüphane hizmetinde faydalanması için gezici kütüphaneler oluşturmalı.

Okullarımızda okuma oranını artırıcı programlara yer verilmeli.

Konuyla ilgili kongreler, şûralar yapılmalı.

Camilerimizde her yaş gurubunun istifa edeceği kütüphaneler oluşturmalı . Kütüphane oluşturmakla kalmamalı, toplumu bu merkezlere çekecek sosyal faaliyetlere de yer vermeli, konferansların, seminerlerin yapıldığı vaaz-ı nasihatlerin verildiği, çocuklarımızın sadece senenin belirli zamanlarda geldiği yer değil her zaman gideceği bir yer oluğu bilinci oluşturulmalı. Gerekirse bayan görevliler atamak.

Abdulkadir Şahin

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*