Okumak

İslam’da vakit ayırma, değer verme önemlidir.

Okumakla dünle, geçmişle ilgili bilgileri günümüze taşırız. Sosyalleşiriz. Dolayısiyle hem cinsimiz olan diğer insanlarla olan bağımızı, ilişkilerimizi geliştiririz. Değişik kitapları okuyarak, hayatımızı monotonluktan kurtarırız. Bu şekilde vücudumuz değişik analizler yapmayı öğrenir. Beynimizin değişik hücrelerinin çalışmasını, devreye girmesini sağlarız. Bu da aynı hücrelerin aynı şeyleri yaparak yorulmasını önler. Bu durum unutkanlık hastalığının okuyan kişiye yaklaşmasına mani olur. Çünki okumak, anlamayı; anlamak düşünmeyi; düşünmek ise karar verme kabiliyetimizi, yeteneğimizi artırır. Okumak rahatlamaktır. Nefes almaktır. Lise yıllarında edebiyat dersinde münazara ederdik. Çok okuyan mı? Çok gezen mi? Medeni diye. Dünyayı ve Avrupa’yı gezdiği halde, hala yontulmamış vaziyette, kaba saba insanları görünce, okumanın önemi artıyor. Tabii burada aile terbiyesi de göz ardı edilemez.

Okumak insana daha çok kelime ile konuşma ve düşünmeyi öğretir. Okumayanlar konu sıkıntısı yaşar. Her gün aynı mevzuları, bilemedin üç konu başlığını tekrarlar dururlar. Okuduğumuz kitaplar insanı olgunlaştırdığı gibi hem hayattan, hem de okuduklarımızdan bilgi alırız. Kendimizi yetiştirerek tecrübe kazanırız. İyi bir kitap, dili olmadan seninle konuşan bir arkadaştır. Peygamberimiz(ASM) bir hadislerinde:’ Bilgi sahibi, alim bir kişi olmak için okumalıdır.’ Buyurmuştur. Yine başka bir hadisinde de:’İlim hazine, anahtarı da okumaktır.’ Sözleri, hadisleri ile okumaya dikkatimizi çekmek istemiştir. Az olan bilgimizi okumakla artırırız. İnsan okudukça cehaletini, cahilliğini anlar. Öğrenmesi icap eden şeylerin çokluğunu görür. Beşikten mezara kadar okumak. Çünki mezarda okuyamayız. Okumağa küçükken başlarsak yaşlılığımızda da bu alışkanlığımız sürer. Yaşayan insan okur. Okuyan insan da yazabilir. Kainat yüzündeki hakikatları tefekkür etmek. Kur’ân okur gibi insanı, yeryüzünü ve onları yaratanı düşünmek az şey midir.

Dine zarar vermek istemiyorsak, ilmi gelişmeleri takip etmeliyiz. Yoksa fikri yönden uykuda oluruz. Dini koruyoruz zannı ile dine zarar verebiliriz. İnsanları eski zamana çekmek değil, belki insanımıza günümüzün ölçüleri ile hitap edebiliriz. O imkânı yakalayabiliriz. Onları aydınlatma imkânına kavuşuruz. Hele seherde okumak. Kortizol hormonlarının en yüksek olduğu, vücudun zinde vaktinde okumak. Kâinat canlılarının şakıdığı, topluca zikir yaptıkları anı yaşamak insan için az şey midir? Yunus Emre’nin dediği gibi: İlim ilim bilmektir. İlim kendini bilmektir. Sen kendin bilmezsen ya nice yaşamaktır. Evet! Okumak. Ömür boyu okumak. Bilhassa 20-60 yaş arası okumak. Parkinson, Alzheimer gibi hafıza kaybı ve sinir sistemi hastalıklarına yakalanma riskini azaltmak, riski 1/3 düşürmek. Güzel olsa gerek. Okumak; ebedi saadetin, cennetin anahtarıdır. Öğrenmektir. Güçlü olmaktır. Bilgi ile donanmaktır.

Cihat Erdoğ

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*