Ömrünü Cennet eyleyen adam: Bediüzzaman

Nasıl bir aşk; nasıl bir bağdır bu!

Herkes dünyayı cennet sanarken veya;

Cennete gitmenin yollarını ararken;

“O” geziniyordu; Yaradan’ın sevgisini kazanmanın yollarında, sürgün diyarlarında…

Hep daha fazlasını istiyordu; ibadetin, ihlâsın…

Namaz, oruç vs. borçlarını ödemek tatmin etmiyordu onu;

Ve bu yüzden neyi var, neyi yoksa harcıyordu Allah yolunda…

O’nun yarattıklarına merhamet ediyor, kalp kırmıyor,

Her felâkete sabrediyor, canını ortaya koyuyordu…

Sırf O’nun rızasına nail olabilmek için…

Başkalarının günahlarına ağlayabilicek kadar şefkatliydi;

İman gözyaşlarından akıyor;

Talebeleri de; o damlalardan sulamaya çalışıyorlardı yüreklerini…

Kalbini, ruhunu, bedenini Allah sevgisine ulaşma arzusuyla tutuşturmak;

Ne büyük şeref, ne büyük asaletti…

“Ne için bu kadar çile, neden bu kadar alın teri Üstâdım?” dediğimde;

“Allah’ın sevgisine ulaşmak için” dediğini duyar gibi oluyor içim…

Veya cehennemlikleri bir nebze de olsa azaltmak için…

Bizi niye bu kadar düşündü ki?

Kalbi, merhameti ne kadar da güzel, ne kadar da temiz…

O karşılık beklemez, Cennet, ödül diye çıldırmazdı.

“Ey nefsim” diye diye inletirdi duvarlarını…

Karşılık beklediği tek şey bu uğurda,

Diğer insanların da hakikati görmesiydi…

Ne güzel bir iman!

E Allah sevdiğini Cennetsiz bırakır mı hiç?

O Allah ki; sevdiğini Cennetinin en güzel köşesine koymaz mı?

O güzel Rabb’im o mübarek gözyaşlarını karşılıksız bırakır mı?

O’nun merhametine, sevgisine ulaşmak, bu uğurda yaşamak…

Ne güzel bir ömür… Ne güzel… Tıpkı Cennet gibi…

Bizde seninle; “Sözler”inle, en güzel örneğinle,

O yaşlı gözlerinle, semâlara doğru açık ellerimizle;

İstiyoruz o sevgiyi seninle, senin izinde…

Sen zamanın harikası, sen gönlümüzün yazgısı…

Bir nebze yaklaştıysak sana;

Ne mutlu bize, şükürler olsun Yaradana…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*