Onları yükselten sır, bizi de yükseltir

İlim, teknoloji, mimarî, sanat, hukuk, sosyal hayat, eğitim, vesâir konularda geri kalmamız bizi ümitsizliğe sevk etmesin. Zira, tarihî kesin bilgidir:
Müslümanlar İslâmiyete sarıldıklarında ilerlediler, huzur ve mutlu fertler, aileler, toplumlar oluşturdular ve insanlığa da hizmet ettiler. İşte Asr-ı Saadet, Emevi, Endülüs Emevi, Abbasi, Selçuklu, Osmanlı, vs.

 

Osmanlının devlet yapılanması gerçekten çarpıcı. Osmanlıyı yükselten sır, Şer’î (hukûkî) devlet olmasıdır.

Osmanlı, kurumlar arasındaki dengeyi, ahengi ve birbiriyle olan münâsebetlerini sağlam esaslar üzerine kurarak asırları tarayan bir istikrar sağladı.
Ailede verilen terbiye ile okuldaki eğitim birbiriyle çatışmıyordu.
Vatandaş ile devlet, din ile idâreciler arasında herhangi bir zıtlık da söz konusu değildi.
Devlet sadece idâre, adalet sistemi, kontrol vazifesi ve benzeri temel işleri yapıyor; eğitim, sağlık ve bayındırlık gibi meselelerini gönüllü kuruluşlar olan vakıflara bırakmıştı.
He din ve inanç sahibinin, din, ibâdet, fikir ve vicdan hürriyeti vardı. Kendi değerleriyle barışık idiler ve ferdler arasında fazîlet hâkimdi.
ABD’de bulunan meşhur Colombia Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Harriman Enstitüsü öğretim üyesi ve Osmanlı sosyal tarihçisi Dr. Karen Barkey, Osmanlıların, ekonomi ve siyaset meselelerinde de usta bir çizgi takip ettiklerini ifade ediyor
Duraklama, gerileme ve yıkılma devirlerinde ise, “yapılanma dengesi”nin hafsalamızın sınırlarını zorlayacak kadar bozulduğunu ifâde etmemiz gerekir. Çoğu zaman ya gözden kaçan veya kaçırılmak istenen bir mesele de şudur:
Osmanlı’yı ihya eden, ayakta tutan, yükselmesine vesîle olan İslâmiyettir, buna uygun örfüdür, ahlâkıdır. Bunu basit bir mantık ile de anlayabiliriz. Eğer akıl ve tarih ilmine binip Osmanlı Devletinin kuruluş ve yükseliş devirlerini incelersek, onun, o devrede İslâm’a sarıldığını ve onu hayatının bütün safhalarına yaydığını görüyoruz. Alınız Osman Gazi devrini, alınız Fâtih Sultan Mehmed ve Kanûnî Sultan Süleyman devirlerini ve en nihayet 1699 Karlofça Anlaşmasına kadar olan devreyi; şeriatın en çok yaşandığı, İslâm prensiplerinin hâkim olduğu zamandır. Yükselme, ilerleme, adâlet, ahlâk, ihtişam, hoşgörü, saygı-sevgi ve insanlık da bu devrede zirvededir.
Gerilemenin ise, İslâm ahlâkı ve anlayışından uzaklaşılması nisbetinde hız kazandığını görüyoruz. Nihâyet Osmanlı, onu yükselten ahlâkî değerleri terk etmesinin faturasını, devletin yıkılmasıyla ödedi.
Osmanlı’yı yükselten sır, bizi de ihyâ eder, yükseltir; batıran şey de batırır…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*