Oruç tuttuğuyla, bayram yapmak

Rahmetli annemin sözüydü bu. İki dost kişinin arası açılınca veya aralarında niza çıkınca, bunu söylerdi rahmetli annem ”Oruç tuttuğuyla bayram yapmaz” diye.

Ben de bu sözü, hem o cins insanlara, hem de, Ramazanda oruç tuttuğu insanlarla bayram yapmayıp, tatil beldelerine gidenlere söylüyordum. Hele bir de burada, oruçla, dinle, diyanetle hiç arası olmayıp, dinî bayram tatil hakkını kullanan aymazlar var ya, onlar bunu hiç hakketmiyor.

Neyse, işte o başlıktaki cümle, bu sene o kadar yerine oturdu ki, soruyoruz onlara; “Virüsten dolayı bir tarafa kaçamayanlar, ne oldu size? Bu sene oruç tuttuğunuzla bayram bile yapamayacak, evinizde oturacaksınız! Bu sene kaçmak yok!”

Evet, bugün Ramazanın son günü. Dört hafta evvel bugün, Ramazanın ikinci günüydü ve biz o gün, “Bugün Ramazan iki/geriye ne kaldı ki?” başlıklı bir yazıyla, Ramazana giriş yapmıştık. Gördünüz mü zamanı? Ne de çabuk geçti ve hemen sona geliverdik. Geriye bir şey kalmadı, yarın bayram inşâallah. Hakikaten de, Ramazanı anlatan âyet-i kerimedeki “eyyamen ma’dudah” yani, “bunlar sayılı günlerdir”i de, nazara vermiştik ya, işte aynen öyle oldu. Ve ecdadımızın “sayılı günler çabuk geçer” kelâmına da, ne kadar münasib düşüyor. O sayılı günler, ne de çabuk gelip geçmiş. “Daha dün gibiydi yaaa..” derler ya, aynen öyle.

Ramazan’ın mübarek ibadetleri, sırayla geldikleri gibi, yine sırayla gidiyorlar. İlk teşrif eden ibadet olan teravih ve peşinden de sahur, bize “elveda” deyip gitti. Bu akşam da inşâallah, iftarın bitmesiyle, Ramazan-ı Şerif ayı bitecek. Ve malûm, yarın bayram.

Takriben, altmış seneye yakındır bayram namazı kılarım. Bayram namazından sonra bayram başlar ve herkes birbiri ile bayramlaşma yapar. Peki, yarın nasıl olacak? Bayram namazı yok. Haydi, teravih namazlarını, şükür ailece cemaatle kılabildik. Bayram namazı ne olacak şimdi? Bayram namazı kılınmadan da bayram başlamaz. Allah’ım, sen aklımıza mukayyed ol! Ne vaziyete geldik, ne hâllere düştük?

Ne diyelim, Allah’tan gelen her şeye, boynumuz kıldan ince. Mühim olan, o hadiselerden ders çıkarıp, yanlış ve hatalardan bir an evvel vaz geçmek.

Cenab-ı Hakk’ın işine, kimsenin aklı yetmez. Kimin; nerede, ne olacağı, nasıl olacağını ancak o bilir. Aklımızın köşesinden bile geçmezken ve öyle bir ihtimal bile vermezken, geçen seneki son teravihi, baba memleketim olan Ermenek’te, bayram namazını da Hatay’da kılmıştık. Bu seneki Ramazan’da da işte böyle, ana memleketim ve benim doğup büyüdüğüm, bütün tahsil hayatımın geçtiği Ankara’da geçirdik. Teravihleri evde kılabildik şükür. Fakat, hayatımda ilk defa olmayan bir bayram namazı ile…

Evet, buruk Cum’alar, buruk Ramazan ve buruk Bayramı. Rabbimiz hepimizin, seneye hayırlısı ile sağ-salim, sıhhat ve selâmetle kavuşmayı nasib etsin inşâallah! Hepimizin Ramazan Bayramı mübarek olsun.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*