Özgürlük, ekmek, su

Halkına her fırsatta zulmeden idarecilerin ileri sürdüğü bir aldatmaca var. Ne yazık ki bu aldatmaca zaman zaman taraftar da buluyor. O anlayışa göre ‘ekmek’ için ‘özgürlük’ten vazgeçilebilir. Bunu ifade etmek için de “Özgürlük karın doyurmuyor” derler.

İlk bakışta doğru gibi görülen bu anlayış, kökten ve temelden yanlıştır. Çünkü insan sadece ‘mide’den ibaret değildir ki, onu ‘doyuran’ ekmek temin edilince mesele hallolsun.

İnsan için ‘mide’ kadar kalp, ruh, akıl ve diğer duygular da önemlidir ve ancak onlarla birlikte insan ‘insan’ olabilir. Midenin ihtiyacını karşılayıp, kalp, ruh ve aklın ihtiyaçlarını karşılamayan, onları yok sayan bir anlayışla insan huzura ve mutluluğa kavuşamaz.

“Ben ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” (Emirdağ Lâhikası, s. 18) diyen Bediüzzaman muâsırlarınca anlaşılamamış olsa da; günümüzde hürriyetin ‘ekmek’ten daha önemli olduğunu beyan edenler çoğalıyor.

Yakın zaman önce TÜSİAD Başkanından böyle bir beyan duymuştuk. TÜSİAD’ın yeni başkanı Ümit Boyner ve ekibi, demokratikleşme ve yargı reformunun Türk ekonomisinin en büyük problemleri olan istihdam ve mikro reformlardan daha öncelikli bir konu hâlini aldığını söylemişti. (Yeni Asya, 26 Şubat 2010)

Bu yönde bir beyan da Mardin’de düzenlenen bir toplantıda dile getirilmiş. Mardin’in Nusaybin ilçesinde ‘Özgürlük Peygamberi’ konulu bir konferansta konuşan Y. Doç. Dr. Abdulcelil Candan, “İslâm insana çok değer verir. Özgürlükler dinimizde ibadet şartıdır. Özgürlük olmadan insan ibadet yapamaz. Özgürlük, ekmek ve sudan daha önemlidir” demiş. (Cihan, 6 Nisan 2010)

“Önce ekmek değil, önce özgürlük” anlayışı geniş kitlelere anlatılabildiği ölçüde hürriyetler de gelişir. Şimdiye kadar maalesef bunun tam tersi yapıldı. Amiyane tabiriyle hacısı da, hocası da ‘önce ekmek’ deyip durdu. Hatta ‘önce hürriyet’ diyenler çoğu zaman kınandı. “Önce hürriyet demek olmaz. Milletin karnı aç. Hürriyet karın doyurmaz” diyenlerle münakaşa ederek bu günlere geldi. Kaderin bir cilvesi olarak “önce ekmek” diyenler de bir türlü ekmeğe ulaşamadı. Hürriyetleri ikinci plana atıp, ekmeği birinci plana alanlar maksatlarının aksiyle tokat yeyip durdu. Bu durum devletler için de milletler için de böyle oldu.

Gelinen şartlarda ‘önce hürriyet’ diyenler çoğaldığına göre İnşallah önce hürriyete, sonra da ekmeğe kavuşacağız demektir. Ama bunun için önce ‘hoca’lar olmak üzere ‘hacı’larımız da vazife başına dönmeli.

“Özgürlükler dinimizde ibadet şartıdır” tesbitini kitlelere unutturanların büyük mes’uliyeti vardır. Bu açıdan Diyanet İşleri Başkanlığı belki de sırf bu konuda hutbeler hazırlamalı ve camilerde okutmalıdır. Çünkü uzun yıllar ‘önce ekmek’ diye uyutulmaya çalışıldık. Yeniden ‘önce hürriyet’ anlayışının yaygınlaşması için herkese iş düşüyor…

Tabiî ki ‘önce özgürlük’ demek; ‘ekmek ve su istemiyoruz’ anlamına gelmez. “Büyük Türkiye”ye yakışan, özgürlük, ekmek ve suyu birlikte vatandaşına sunabilmek. Bunun için gayret sarf edelim…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*