Provası yokmuş ki…

Provası yokmuş hayatın.

Yanılmışım ilk kez, hiçbir zaman ve an bir kez daha yaşanmazmış.

Bir kez daha doğmazmış insan. Her yeni sayfa açış yeni bir doğuş sanılsa da bu bir arınmadan ibaretmiş…

Bir kez daha yeniden başlanmazmış hayata. Yıllar çizgilerini yüzünün en görünür yerinde bırakıp da izlerini, unutturmadan giderlermiş, yenilere mekan bırakarak.

Bir kez daha bebek olamazmışım.

Bir kez daha ilk kez anne diyemezmişim.

Provası yokmuş ki ilk yaşımın. Günleri, ayları, yılları binek yapıp ilerlemek zorundaymışım hep.

İlkler yaşanıp gitmek zorundaymış sanki. Pek vakitleri yokmuş. Mutlaka gitmeliymişler. Zaman kısacık bir anmış.

Bir kez daha, ilk kez okula başlayamazmışım meğer.

İstesem de bir daha trencilik oynayamazmışım erkekli kızlı.

Hayat ciddi bakışlarını fırlatmaya başlamış artık bana.

Hayat bir oyun ve oyalanmadan ibaretmiş meğer ama ağırlıklarını da hissettirmeye başlamış o nazik omuzlarımda.

Provası yokmuş bu rollerin. Ansızın verilmiş elime ve çık oyna denilmiş.

Her rolün tek hakkı varmış belli ki. Bir kez daha ilk kez sevemezmişim.

Çocuksuluk kapı mandalı olurmuş diğer sevmelerde.

Safiyet, hüzünlü bir köşede beklemeye mahkum edilirmiş hep.

Her dalış, hançerini saplayıp kapanmayan yaralar açarmış yüreğimde.

Yalanların tek devası tövbe imiş. Provası yokmuş on beşlerin, on yedilerin ve yirmilerin.

Bir kez gelirler, ruhta ve bedende misafir olurlar ve sonra da çekip giderlermiş.

İşte böyle ey insanoğlu!.. Provasız hayatın tek provası yaşayıp görmekmiş.

Ve bir gün gelecek provasız bir noktada her şey yeniden başlayacakmış.

Öyle ise ne duruyorsun.

Gözünü aç ve rollerini şimdiden iyi belle.

Çünkü bir kez daha sen, sen olmayacaksın. Bunu hiçbir zaman unutma!..

 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*