R. Tayyip Erdoğan veya Türkiyeyi Tahrip Projesi Eşbaşkanı

Uzun bir ayrılıktan sonra… Bu arada kalemimin körleşmesinden sızlanacak olanlara eyvallah… Sisli puslu havalarda dolaşmak tat vermediğinden yazamadım… Tuhaf bir belirsizlik Türkiye’nin ufkunu yakalamış bir türlü bırakmıyor ki… Neyse sadede dönelim. Artık AKP demek istemiyorum. Herşeyi kendisine bağladığından siyasi parti yerine Tayyip Bey demek daha akılcı görünüyor, bana… Sokaktaki adam sızlanıyor: Siyasî ahlak bu denli dibe vurmamıştı… Anneler babalar feryat ediyorlar: Çocuklarımız elden çıktılar… Esnaf kan ağlıyor: Piyasanın ticaret ahlâkı tamamen çöktü. Medyayı taakip eden aklı başındaki dindarlar, değerlerimize saldıranların kuşatması altındayız, imdaat… Feryad ü figan içindekilerin zinciri epeyce uzuyor… Kısa keselim. Vakıa şu: Kaosa sürüklenmiş ve rüşvetlerle izzet ve iffetini kaybetmiş ülkenin idarecileri her gün yeni bir film ile toplumu meşgul etmeye çabalasa da, kokuşma burnumuzun kemiklerini sızlatmaya çoktan başladı… Hassas olanların sağda solda istifraları bulantıyı arttırmaya yetiyor.

Bu kadar kanunsuzluk ve fırıldağı Tayyip Bey tek başına becerebilir miydi? Olağanüstü deha da olsa asla… Olsa olsa çok ayaklı büyük bir proje olabilir, olup bitenler… Global aktörlerle lokal aktörlerin oyun uyumları, zamanlamalar, üfürükçüler, karaltmalar ve binlerce  yeni yeni sahne… Buna Tayyip Bey’in ne parası yeter, ne de aklı… Öyle ise bu ahtapota da benzetilecek bir proje olmalı… Zavallı Tayyip Bey, BOP’ta olduğu gibi buraya da eş başkan tayin edilmiş olmalı… Diğer başkanları da soracak değilsiniz ya… Kemal Bey, Devlet Bey ve aşüftelerinin  milleti kendisiyle korkuttuğu APO Paşa… Üç dönemdir öyle uyumlu çalışıyorlar ki… Şeytan kulağına kurşun… Yani oyunun asıl sahiplerine olan itaatleri evelallah parmak ısırtıyor… Yani Kemal Bey ile Devlet Bey uzayda yaşamadıklarına göre, meydanlarda suçladıkları Tayyip çoktan yargıca kekletmişleri…

Hele APO… Dışardan ülkeye çuvalla para ve tırlarla silah geliyor, Kuzey Kürdistan için… Bunların duyulmaması veya görüilmemesi için ülker yıldızında olmak gerek… Bize göre projenin hedefi ülkeyi yangın yerine çevirmek… Değerler yönünden taş üstüne taş bırakmamak… Tüm kutsalları düşmanlara çiğnettirmek… Erbakan’ın çırağı mazlum, yakışıklı ve bir anda bir kaç rolü kıvıracak Tayyip Bey’den başkası bunu beceremezdi… Fakat Recep Bey becerdi: İslâmiyet, tesettür, iffet, doğruluk, sadakat, tutumluluk, izzet ve millî menfaat gibi mefhumların içini öyle boşalttılar ki… Artık kabuklarla oynuyoruz. Resim çektirmek için kostümleri giyiyoruz, ayağımıza.. İsrailli muhafazakâr bir yahudînin Sabata î Sevi veya dönme Mehmet Efendi hakkında yazdığı bir kitapta; sabatayiciliğin en önemli bir hedefi tüm değerleri  ve kutsalları yerle bir etmektir, diye yazıyor. Bu inanca göre mezdekilerde olduğu gibi erkek ve kız kardeşler aynı yatağa girmeden, kutsal kitapların hükmü tamamen ortadan kalkmadan ve ahlâk her alanda tesviye edilmeden Mesih (onların kurtarıcısı) gelmeyecekmiş. Halk arasında yanlışlıkla alevîlere izafe edilen mum söndü ayinlerinin de bu inançta olduğunu yazıyor. Batı dillerinde baskısı olan bu kitaba herkes ulaşabilir.

İşte o kitaptan sonra Türkiye’nin başına gelenlerin buna benzer bir proje olduğuna inanmak zorunda kaldım. Beyaz Türkler Beyaz kürtler el ele… Başbakan’dan güya randevu alıyorlar. Mehmet Pamuk’un kulakları çınlasın… İsrail kurulmasaydı şu dönmeler cumhuriyeti dünyanın en kutsal devleti olacaktı, fakat bir türlü bırakmıyorlar. Gazetelere, ekranlara, sosyal medyaya, sanatsal faaliyetlere, sokaktaki nümyişlere, bir türlü hız kesmeyen Kemalizme ve nihayet camide, okulda ve sokakta kurtlar gırtlak gırtlağa girmiş müslümanlara aynı çerçeve içine baktığımda, İsrailli Yazara öyle hak veriyorum ki… Bu ülkeyi Erbakan’ın çocuklarından başka kimse böyle bir kaosa atamazdı. Azıcık selefilik, azıcık şiilik, bir tutam ırkçılık ve Kemalistlik artığıyla kamuoyunun kafasını elindeki medya gücüyle çöp bidonuna çevirenler, Türkiye  Tahrip Projesinde önemli roller üstlenmiş görünüyorlar.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*