Ramazan ve Kadir’de Kur’ân harflerine ne kadar sevap ihsan edilir?

Bayramlar gibi özel günlerde bol bol ihsanlar, ikramlar yapılır.

Padişahlar tahta geçtiklerinde “cülus-u humayun” namıyla özel bir ikramda bulunurlardı.

İşte Kur’ân harflerine de “Ramazan ve Kadir Gecesi” gibi özel günlerde özel ve astronomik sevaplar ihsan edilir:

“Evet, nasıl ki bir padişah, müddet-i saltanatında, belki her senede, ya cülûs-u hümayun namıyla veyahut başka bir şâşaalı cilve-i saltanatına mazhar bazı günleri bayram yapar. Raiyetini, o günde umumî kanunlar dairesinde değil, belki hususî ihsânâtına ve perdesiz huzuruna ve has iltifatına ve fevkalâde icraatına ve doğrudan doğruya lâyık ve sadık milletini has teveccühüne mazhar eder. Öyle de, Ezel ve Ebed Sultanı olan on sekiz bin âlemin Padişah-ı Zülcelâli, o on sekiz bin âleme bakan, teveccüh eden ferman-ı âlişânı olan Kur’ân-ı Hakîmi, Ramazan-ı Şerifte inzal eylemiş. Elbette o Ramazan, mahsus bir bayram-ı İlâhî ve bir meşher-i Rabbânî ve bir meclis-i ruhanî hükmüne geçmek, mukteza-yı hikmettir.” (Bediüzzaman, Mektubat, s. 391.)

Bazen hususi günlerde işçi, memur vs., “özel ikramiyeler” verilir.

İşte, Ramazan-ı Şerif âdeta bir âhiret ticareti için gayet kârlı bir meşher, bir pazardır. Ve uhrevî hasılat için gayet mümbit bir zemindir. Ve neşvünemâ-i a’mâl için, bahardaki mâ-i Nisandır. Saltanat-ı rububiyet-i İlâhiyeye karşı ubudiyet-i beşeriyenin resmigeçit yapmasına en parlak, kudsî bir bayram hükmündedir.” (Mektubat, s. 391.) Geçen senerde bir mısır koçanını saydık, 918 mısır tanesi çıktı. Bazen, iki ve üç koçan veren mısırlar var.

Demek ki, bir mısır tanesi ekiyorsunuz, 918, 1836 ve 2754 civarında mısır tanesi alınabiliyor. Şu halde, Ramazan-ı şerif mevsiminde, veya mübarek gecelerde, bilhassa leyl-e Kadr tarlasına bir Kur’ân harfi ekerseniz 30 bin sevap almak mümkündür!

Kur’ân-ı Hakîmin herbir harfinin bir sevabı var; bir hasenedir. Fazl-ı İlâhîden, o harflerin sevabı sünbüllenir, bazan on tane verir, bazan yetmiş, bazan yedi yüz—Âyete’l-Kürsî harfleri gibi—, bazan bin beş yüz—Sûre-i İhlâsın harfleri gibi—, bazan on bin—Leyle-i Berat’ta okunan âyetler ve makbul vakitlere tesadüf edenler gibi—ve bazan otuz bin—meselâ, haşhaş tohumunun kesreti misilli, Leyle-i Kadir’de okunan âyetler gibi. Ve “O gece bin aya mukabil” işaretiyle, “Bir harfinin o gecede otuz bin sevabı olur” anlaşılır. İşte, Kur’ân-ı Hakîm, tezâuf-u sevabıyla beraber, elbette muvazeneye gelmez ve gelemiyor.” (Bediüzzaman, Sözler, s. 312, (yeni tanzim, s. 555)

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*