Ramazan’ın kokusu

Hissedildi Ramazan’ın meltemi,
Gönüllere bahar muştusu geldi.
Hazreti Yusuf’un gömleği gibi,
İki aylık yoldan kokusu geldi.

Ayların Sultanı, gönüllerin habibi, kalplerin tabibi, rahmet ve mağfiret ayı olan Ramazan’ın ilk habercisi olan Recep ayına girmiş bulunuyoruz. Nurlu kandillerin ışıkları uzaktan uzağa belirdi. Rahmet güneşinin nuru, gönül ufuklarını ağartmaya başladı.

Bir koku belirdi, Kenan illerinden gelen Yusuf’un kokusu gibi. Bu koku, on bir aylık hasretliğin sona ermekte olduğunun muştusunu taşıyor. Bu koku, Cenâb-ı Hakk’a hoş gelen oruçlu ağızların kokusunu hatırlatıyor. Bu koku, iftar sofralarının sabırla beklenen leziz taamlarının kokusunu andırıyor.

Ne kadar da özlemiştik onu. Hasretliği yüreğimizi yakıyor, kokusu burnumuzda tütüyordu. Vuslat günlerini iple çekiyorduk. Gözlerimiz hilâlde, yolunu gözlüyorduk. Kulaklarımız temcit davulunun sesini özlemişti. Davulcuların manalı manilerini dinlemek istiyorduk.

Ramazan’a daha iki aylık bir mesafe var, ama şimdiden ruhumuzun genzine rahmet rayihaları dolmaya başladı. Ramazan ateşinden pişen cennet taamlarının lezzetini dimağımızın damağında hissetmeye başladık.

Recep ayı bize Ramazan melteminin tatlı esintisini getirdi. Yüreğimizdeki hasretliğin acısını bitirdi. Gönül bahçelerimizde sevgiler tomurcuklandı. Bu tomurcuklar Ramazan hilâli ile birlikte açılacak, ruhlara cennet rayihaları saçılacak. Zaten Ramazan hangi mevsimde gelirse gelsin, o geldiği zaman biz baharı yaşıyoruz. Ruhumuzda nevruz ateşleri yanıyor, kalbimizde muhabbet filizleri uyanıyor.

Hazret-i Yusuf’un gömleğinin kokusu, Yakup Aleyhisselâm’ın kör olan gözlerini açmıştı. Ramazan’ın kokusu da bizim gafletten körleşen gözlerimizi açtı. Hayatı ve kâinatı yeniden okumaya başladık. Kandillerin ışığı yolumuzu aydınlattı. Bu ışık ile istikametimizi düzelttik. Nereden gelip nereye gitmekte olduğumuzu yeniden hatırladık.

Recep ayı, bir şafaktır. Ufuklarda parlamaya başlayan nur, parlak bir sabahın müjdesini taşımaktadır. İçinde bulunan Regaib Kandili, gönülleri aydınlatan, ruhumuzun gözünü açan bir nurdur. Şafak söktükten sonra arkasından bir güneş gibi Şaban-ı Şerif tulû edecek. Kalp ve gönüllerimizi, ruhumuzu aydınlatacak. Daha sonra da Ramazan ateşi ile günahlarımızı yakıp, ruhumuzu paklayacak, inşaallah amel defterimizi de aklayacağız.

Ey Allah’ın ayı olan Receb! Sen hoş geldin, sefalar getirdin. Gönlümüze ilk kandili sen yaktın. Resulullah’ın (asm) ve mü’minlerin ayı olan Şaban ve Ramazan’dan haberler getirdin. Berat’ın müjdesini, Kadrin kıymetini hatırlattın.

Rabbimiz bu üç aziz misafiri en iyi şekilde ağırlamayı ve en güzel şekilde uğurlamayı nasip etsin diyor, değerli okuyucularımın ve bütün İslâm âleminin Şuhur-u Selâselerini tebrik ediyorum.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*