Risale-i Nur asayişi tavsiye eder

Risale-i Nur Külliyatı’nda, özellikle Emirdağ Lâhikası’nda ‘asayiş’ konusunda ciddî hatırlatmalar vardır.

Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, asayişin ihlâl edilmemesi ve emniyet konuları üzerinde hassasiyetle durmakta olduğunu görüyoruz. Hatta Nur Talebelerinin asayişin bekçileri olduğunu da söylemektedir. Devleti idare eden ve asayiş muhafızlarının Risale-i Nur’un derslerinden memnun olmaları gerektiğini de söylemektedir.

Günümüz şartlarında bir çok sosyal problemle beraber asayişte de ciddî problemler yaşandığını görmekteyiz. Dolayısıyla böylesine önemli bir konuya Risale-i Nur gözüyle bir daha bakılması gerekir kanaatindeyiz. Asa-yı Musa’da, bin mütedeyyin adamın idaresi on namazsız itikadsız adamın idaresinden daha kolay olduğunu söylemektedir. Öyleyse idareciler toplumda dindarlığın artmasından endişe etmemeliler. Tabiî ki burada Allah korkusunun ve sevgisinin yerleştiği tahkiki iman esas olmalıdır.

“Bu meselede hapishane müdürleri ve sergardiyanları ve belki memleketin idare müdebbirleri ve asayiş muhafızları, Risale-i Nur’un bu dersinden memnun olmaları gerektir. Çünkü bin mütedeyyin ve Cehennem hapsini her vakit tahattur eden adamların idare ve inzibatı, on namazsız ve itikatsız, yalnız dünyevî hapsi düşünen ve haram-helâl bilmeyen ve kısmen serseriliğe alışan adamlardan daha kolay olduğu çok tecrübelerle görülmüş.1

Ahirete imanın çok önemli olduğu ve dikkat çekilen kötü alışkanlıkların toplumda yaygınlığına baktığımızda inanç noktasında nasıl bir seviyede olduğumuzda ortaya çıkmaktadır. Yoksa halen bir zahiri asayiş içinde miyiz? “Hem herbir şehir kendi ahalisine geniş bir hanedir. Eğer iman-ı âhiret o büyük aile efradında hükmetmezse, güzel ahlâkın esasları olan ihlâs, samimiyet, fazilet, hamiyet, fedakârlık, rıza-yı İlâhî, sevab-ı uhrevî yerine garaz, menfaat, sahtekârlık, hodgâmlık, tasannu, riya, rüşvet, aldatmak gibi haller meydan alır. Zâhirî âsâyiş ve insaniyet altında anarşistlik ve vahşet mânâları hükmeder; o hayat-ı şehriye zehirlenir. Çocuklar haylâzlığa, gençler sarhoşluğa, kavîler zulme, ihtiyarlar ağlamaya başlarlar.”2

Risale-i Nur’un anarşiliğe karşı bir sedd-i Zülkarneyn olması meselesi de önem arz etmektedir. Bu husustaki hatırlatma Risale-i Nur’da şöyle yer alır: “O dehşetli belâdan birisi: Hıristiyan dinini mağlûp eden ve anarşiliği yetiştiren şimalde çıkan dehşetli dinsizlik cereyanı, bu vatanı manevî istilâsına karşı Risalein-Nur, sedd-i Zülkarneyn gibi bir sedd-i Kur’ânî vazifesini görebilir ve âlem-i İslâmın bu mübarek vatanın ahalisine karşı pek şiddetli itiraz ve ithamlarını izale etmek için matbuat lisanıyla konuşmak lâzım gelmiş diye kalbime ihtar edildi.”3

Siyasîlerin evhama kapılıp Risale-i Nurlar’la uğraşmaması gerektiği, çünkü Risale-i Nur gerçekte emniyet ve asayişin teminine sebep olduğu da her zaman hatırlatılmıştır. Ayrıca önemli bir konu da Risale-i Nur’un temel taşlarından biri olan merhametin yine Nurlar’la tesis edilmesidir. Bir toplumda merhamet sahibi kişilerin çoğalması durumunda kimse kimseye zarar vermeyi düşünmez. Hayvanlar da buna dahildir. ”Sizler, ey ehl-i siyaset ve hükümet, evham edip bizlerle uğraşmayınız. Bilâkis teshilât göstermeniz lâzım. Çünkü hizmetimiz, emniyet ve hürmet ve merhameti tesisle hem âsâyişi, hem inzibatı, hem hayat-ı içtimaiyeyi anarşilikten kurtarmaya çalışıp, sizin hakikî vazifenizin temel taşlarını tesbit ediyor, takviye ve teyid ediyor.”4

Risale-i Nur’un zabıta memurlarına yardımının özellikle Kastamonu ve Isparta’da görülebileceği de yine Bediüzzaman’ın dikkat çektiği konular arasındadır. “Âsâyişi temin ve idare memurları, inzibat polisleri ve komiserleri bize ve mesleğimize karşı değil tevehhümkârâne taarruz ve evhama düşmek, belki himayetkârâne teşvik ve teşci etmek, vazifelerinin muktezasıdır. (…) Risale-i Nur’un en mühim merkezi Isparta ve Kastamonu olduğundan sair memlekete nispeten, zabıta memurları insafla dikkat etseler, Risale-i Nur’un onlara parlak yardımını görecekler.“ 5

İdareciler, hadiseye bu pencereden bakarlarsa millet ve memleket için hayırlı bir iş yapmış olurlar.

Mehmet Bilgin

Dipnotlar:
1- Bediüzzaman Said Nursî, Asayı Musa, 13.
2- B. Said Nursî, Asâ-yı Musa, 41.
3- B. Said Nursî, Asâ-yı Musa, 235.
4- B. Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, 101.
5- B. Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, 108.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*